Bazı şeyler hayatınızın parçası olurlar, ama farkına varmazsınız.
Derken bir yıldönümü gelir, bunlarla birlikte nice yıllar ve nice güzellikler yaşadığınızı fark edersiniz.
Geçen pazar günü Cemal Reşit Rey'de "İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu" nun mevsimin açılış konseri vardı.
Bu koroda 30 yılını dolduran sanatçılara plaketlerini vermek için sahneye çıkan Dr. Nevzat Atlığ "Bu koronun kuruluşunun 35'inci yılındayız" deyince şaşırdım.
Sonra korodaki sanatçılara, aralarındaki arkadaşlarıma birer birer baktım.
Münip Utandı'yı, Adnan Mungan'ı, Mithat Özyılmazel'i, Osman Nuri Özpekel'i, Ceyda Utandı'yı, Ufuk Caba'yı, Hacer Tısoğlu'nu ne kadar uzun zamandır sazlarıyla, sesleriyle dinliyorum.
Birol Yayla'nın tanburunu, Aziz Şenol Filiz'in neyini, Samim Karaca'nın udunu, Taner Sayacıoğlu'nu kanununu yüreğimden duyuyorum.
Yeni yüzler de var Koro'da.
Bekir Ünlüataer ile Dilek Türkan en yeni katılımcılar.
Eski güzel günler
Koro'yu önce kurucusu Nevzat Atlığ yönetirdi.
Necdet Yaşar'ın, Niyazi Sayın'ın da sazlar arasında yer aldığı günlerdi.
Sevgili Mefharet Yıldırım da hayattaydı ve korodaydı.
Cahit Peksayar birinci kemandı.
Refik Talat Bey'in (Alpman) Mahur saz semaisine Cüneyt Orhon'un kemençesinden tutulmuştum o dönemde.
Meral Uğurlu'nun solo konserine rastlayan pazar günlerinde, ustalığın ne olduğunu görürdüm.
Atlığ emekli olunca Ender Ergun geldi Koro'nun yönetimine.
Onun şefliğindeki icralarda da Hafız Post'la, Dellalzade'yle her pazar beraberliği sürdürdüm.
Dede Efendi'nin Ferahfeza Mevlevi Ayini sayesinde sazların arasına kudümün de girdiğini gördüm.
Evlerdeki beraberliklerimizde de Ender Ergun'un "Taş plak üslubu" ile söyleyebilen bir solist olduğunu gördüm.
Kıdemli dinleyiciler
O günlerde bir ben, bir de rahmetli Aydın Bolak teyplerimizi sahneye yerleştirdikten sonra konseri dinlemeye başlardık. İkinci sırada da mutlaka Dr. Afşin Germen otururdu. Ahmet Kabaklı da, Ayhan Songar da, kaçırmazdı konserleri.
Şimdi Koro'nun şefi Fatih Salgar, yöneticisi ise Mehmet Güntekin.
Ama artık her pazar saat 11.30'da Taksim'de buluşamıyoruz.
Çünkü AKM süresiz kapalı.
Avrupa'nın Kültür Başkenti İstanbul'da bu Koro'ya bir yer yok şimdi.
Koro İstanbul salonlarında dolaşıyor.
Geçen pazar Cemal Reşit Rey'deydi konser. Bundan sonrası içinse ancak 29 Kasım'da bir gün daha bulunabilmiş Cemal Reşit Rey'de Koro'ya.
Son konserde Koro'da 30 yıldır görev yapanlara plaketleri verildi.
Mithat Özyılmazel'i, Arif Özgülüş'ü, Samim Karaca'yı, Yıldırım Öğüt'ü, Mustafa Güvenkaya'yı, Serhan Aytan'ı ve onlara plaketlerini veren Nevzat Atlığ'ı bir kez daha yürekten alkışladık.
Sololar ve koro
Sonra yine bestelere, şarkılara verdik kendimizi.
Konserin solo bölümünde sazlar Refik Fersan'ın Şedd-i Araban peşrevi ile Nihavent saz semaisini dinlettiler bize.
Münip Utandı da solo konserinde İsmail Hakkı Bey'den Enfi Hasan Ağa'ya, Kassamzade'den Ali Rıfat Çağatay'a uzanan bir yelpazede dolaştı.
Koro'nun konseri, güftesi Orhan Seyfi Orhon'un olan Ali Rıfat Çağatay'ın unutulmaz Nihavent şarkısı ile bitti.
"Sarahaten acaba söylesem darılmaz mı
Darılmak adeti bilmem ki çapkının naz mı"