Referandumda kullanacakları oyun rengini açıklayan sanatçılar ve ünlü kişiler, bunu yaptıklarına pişman ediliyorlar.
Yaşamlarını mesleklerine adamış, o meslekte başarı zirvelerine ulaşmış isimler "Evet" diyeceklerse hayırcılar tarafından, "Hayır" diyeceklerse de evetçiler tarafından medyatik linçlere hedef kılınıyorlar.
Aslında galiba bu oyun rengini açıklamak olayında bir yanlış durum var.
Neticede kapalı bir oylama söz konusu.
Bir deyişle seçimde de referandumda da oy kullanmak, sandık ile vicdan ve akıl arasındaki bir ilişki.
"Rol modeli" olarak kabul edilmiş kişileri, bir marka ile özdeş kılmak reklamcılıkta çok kullanılan bir yöntemdir.
Bir ünlü ve güzel film yıldızı bir yatağın reklamını yaptığında, belki bunu izleyen erkek alıcılar o yatağı satın aldıklarında kendilerini o yıldızla aynı yatakta yatarken hayal ediyor olabilirler.
Kim etkilenir ki?
Ama bu yıldız kime oy vermişse ya da referandumda oyunu hangi yönde belirlemişse, bundan kim etkilenir ki?
Diyelim ki filmlerde veya televizyon dizilerinde üstün başarılar göstermiş bir sanatçı "Ben referandumda hayır diyeceğim" diye görüş açıkladığı zaman, o filmleri ve dizileri izleyenlerin oylarının yönü buna göre mi belirlenecektir?
Aslında aynı durum biz köşe yazarları için de söz konusudur.
Burada önemli olan bizlerin "Ben hayırcıyım" ya da "Ben evetçiyim" demek yerine, referanduma sunulan anayasa değişiklilikleri hakkında somut bilgiler vermemiz, bunların getireceği değişiklikleri yorumlamamız değil midir?
Çünkü bu bilgileri ve yorumları vermek yerine sadece "Ben hayırcıyım" diyerek yazınızı kurduğunuz zaman, belki ek bilgi olarak "Çünkü gazetenin sermayesi öyle istiyor" da demeniz gerekir.
Okur seçmendir de...
Siz bu bilgiyi vermeseniz de okurlarınız bunu zaten anlarlar.
Hiç unutmamamız gereken gerçek, "Okur"larımızın aynı zamanda "Seçmen" de olduklarıdır.
Sabit oy sahibi seçmeni zaten ağzınızla kuş tutsanız da oyunun rengini değiştirmeye ikna edemezsiniz.
Demokrasinin sağlığının güvencesi, her oylamada ülkesine ve kendisine dönük değerlendirmeler yapabilen "Yüzer gezer oylar" ın sahipleridir.
O kitle değişime destek verdiği zaman değişimin gerçekleşmesi kaçınılmaz olur.
O kitle karşılıklı laf yetiştirmelere değil, hangi alternatifin ülkenin ve bireyin yarınına ışık tuttuğuna bakar.
Sonucu göreceğiz
Göreceksiniz önümüzdeki 12 Eylül'de de sandıklardan çıkan oylar, bu gerçeği yine doğrulayacak.
Referanduma uzanan dönemde siyasetin magazinini yaparken, sanatçıları ve ünlü kişileri oylarının rengini açıklamaya fazlaca zorlamaktan kaçınmalıyız.
Çünkü onları bu olayın tetikçilerinin önüne atıyoruz.
Başarıları, verdikleri ürünler ve tüm meslek yaşamları açıkladıkları oyun rengine göre, tetikçiler tarafından yok sayılıyor...
Kural ve ahlak dışı aşağılamalara hedef oluyorlar.