Sorunlar ve aksilikler sadece siyaset alanında mı ürer sanıyorsunuz?
Bir işadamı tanıdığım var.
Yakın zamanda yeni bir alandaki girişimi için kredi alıp borçlandı.
Bu alanda yatırıma başlarken bir alışveriş sonunda ikinci elden sahip olduğu ve hiç oturmadığı bir lüks villayı da satmayı ve işletme sermayesine katkıda bulunmayı planlamıştı.
Son gördüğümde de villaya 3 milyon dolar peşin ödemeyi teklif eden bir müşteri bulduğunu söylemişti bana.
Hafta içinde bu tanıdığımın işyerine uğradım.
Yorgun ve bezgin buldum onu.
Anlattı olanları:
- Villayı satın alacak kişi, içinde 3 milyon dolar bulunan bir çanta ile geldi bana. Yanında da bir hanım vardı. Bu hanımın evlenmeyi düşündüğü kadın olduğunu ve villayı satın almadan önce onun da onayını alması gerektiğini söyledi. Onlar villayı görmeye gittiler, ben de noterde satış için gerekli olan hazırlıkları yaptırıp beklemeye başladım. Ancak aradan saatler geçmesine rağmen gelmediler.
Bizim tanıdık akşama doğru müstakbel alıcıyı arayıp, neden gelmediklerini sormuş.
Günah yuvasıymış
Adam da olup bitenleri şöyle anlatmış:
- Hanım arkadaşımla senin villaya gittik. Villayı görür görmez "Bu villayı alamazsın. Burası günah ve fuhuş yuvası. Burada oturulmaz" diye tepki gösterdi. Ben "Bu villada olup bitenleri sen nereden biliyorsun" diye tepki gösterince "Ben de bu villaya defalarca geldim" diye cevap verdi. Hem kadınla kavga edip ayrıldım, hem de bu villayı satın almaktan vazgeçtim.
Tanıdığım işadamı işletme sermayesine katmayı tasarladığı 3 milyon doları nereden bulacağının tasası içindeydi ben ayrıldığımda.
Besin maddeleri üretilecek bir fabrika kuran bir başka tanıdığım işadamı da, geçen aylar içinde yaşadığı krizi şöyle anlattı.
- Fabrikayı dünya standartlarında inşa ettik. Kaliteyi ve hijyeni kontrol edip sağlamak için de dünyanın en gelişmiş aygıtlarıyla donatılmış bir laboratuvar kurduk fabrikada. Günü gelince düğmeye basıp üretime başladık. Her üretim partisinden de bir örnek alıp laboratuvara gönderiyorduk. Ancak laboratuvardan gelen sonuçların hepsinde de üretilen malda bakteri bulunduğuna ilişkin bilgiler vardı.
Laboratuvar sorunu
Bunun üzerine makineler yeniden temizlenmiş, yurtdışından uzmanlar getirtilip bu sorunun kaynağı araştırılmış.
Ama yine her üretim partisinde bakteri bulunduğu bildiriliyormuş laboratuvardan.
Bir gün yönetim toplantısında bir ortak, ürünlerin kontrolünü dışarıda bir laboratuvarda yaptırmayı önermiş.
Bu yabancı laboratuvardan "Ürünler temiz" diye rapor gönderilince de, kendi laboratuvarlarını kontrol etmek akıllarına gelmiş.
Meğer laboratuvardaki ortamda üremekteymiş bakteriler.
Hani bir adam doktora gidip "Vücudumda parmağımı bastırdığım her yer acıyor" diye şikâyet etmiş.
Doktor adamı muayene edince de adamın parmağının kırık olduğu anlaşılmış ya...
Bu gibi durumlardan ders çıkartmak meselesine gelince...
Herhalde "Yanında kadın arkadaşı olan adama villa satılmaz" veya "Fabrika kuranlar asla laboratuvar kurmamalı" benzeri kurallar üretmenin akla sığar bir yanı yoktur.
Bunun yerine "Talih" diye bir şeyin varlığına inanmak daha doğru olur.
Ayrıca "Talih"in varlığına inanmazsak Cocteau'nun söylediği gibi, sevmediğimiz insanların başarılarını neyle izah ederiz?