Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Siyaset karmaşık, zor ve ciddi bir meslektir

Yaşarken hayatı anlamak bazen mümkün olmaz.
Ölenlerin yaşadıklarından dersler çıkartarak anlamaya çalışırız yaşadığımız dünyayı.
Ama bazen bu da mümkün olmuyor.
Olaylara yön verenlerin bilinçleri bir nevi kilitleniyor.
Bunca can kaybına ve güvensizliğe neden olan bölücü terör eylemlerinin yapımcıları, ne geçmişten ne de bugünden ders çıkartmak eğilimindeler.
Derin Türkiye'nin sivil toplumu, şehitlerin hesabını devletten ve askerden sormakta.
Genelkurmay da bunlara mesela "Profesyonel ordu" çözümü ile cevap vermeye çalışıyor.
Sivil siyasetin aktörleri de mesela "Açılım"larla sorunu çözmek için çaba gösteriyor.
Ama bölücü terörün yapımcılarından hesap soran bir sivil toplum yok.
Onların silahlandırdığı gençlerin öldürülmeleri sanki kaçınılmaz bir kader.

Meşru siyasetin aktörü
İşin daha da acı yanı "Meşru" siyasetin bir aktörü olan BDP'nin de Kürt seçmenler adına bu hesabı soramaması...
Sürekli "Kriz" noktasında korunan bu sorunun kilit meselesi "Muhatap kim olacak" çizgisinde bulunuyorsa, bir tarafta "Hükümet"in diğer tarafta da Kürt seçmenleri temsil eden BDP'nin bulunmaları gerekmez mi?
Oysa bölücü terör eylemleri yüzünden bir tarafta Silahlı Kuvvetler bir tarafta da PKK militanları karşı karşıyalar.
Sivil siyasetin çözüm üretme alanı her terör eyleminde daralıyor.
"Dağdan inin, ovada siyaset yapın" çağrıları boşlukta kalıyor.
Güvercinlerin yerine şahinler egemen oluyor siyasetin semalarına.
Şahinler için siyaset etmek zaten açılımları kapatmak anlamına gelmekte.
Milliyetçiliği ırkçılığa dönüştürmeyi meslek olarak seçenler her ülkede ve her toplumda vardır.
Türkiye'de siyasete girmeyi düşünenlerin de, siyaseti kolay bir meslek olarak görüp hariçten gazel okuyanların da, bu tablonun içerdiği ikilemleri görmeleri kaçınılmaz bir gerektir.

Demagojik söylemler

Tıkanan İstanbul trafiğine çözüm olarak "Bir şoförü Sirkeci'de bir şoförü de Karaköy'de asmalı" formülünü üretmeye benzemiyor bu...
Aynı şekilde "Öcalan'ı niye asmadınız" tekerlemesine dayalı hesaplaşmalarla da bu soruna bir çözüm üretmek mümkün değildir.
"Açılım PKK'yı azdırdı" çizgisindeki çeşitlemeler ise, tam anlamıyla demagojidir.
Soruna çözüm üretme yeteneğine, bilgisine ve yetkisine sahip olmayanların televizyon oturumlarında birbirlerini boğazlayacak noktalara gelmeleri de, trajikomik gösterilerden öteye geçmiyor.
Bütün bu durumlar "Siyaset"in hafife alınmaması ve saygı gösterilmesi gereken zor ve karmaşık içerikli bir meslek olduğunu hepimize hatırlatmalıdır.
Meşru siyasetin icracılarının karşısında zaten kural, kanun, insanlık tanımayan ve demokrasiyi düşman olarak gören odaklar fazlasıyla var.
Bunlar dağlarda da, ovalarda da, kentlerde ve hatta başkentte bile var.
"Siyasete katılıyorum" gerekçesiyle hariçten gazel okuyarak önyargılarını ve saplantılarını seslendirenlerin, bu ortamı daha da içinden çıkılmaz hale getirmekteki katkılarını hesaplamaları herhalde gerekmektedir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA