Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

CHP'nin Gandi'ye değil Nehru'ya ihtiyacı var...

Öncelikle CHP'nin müstakbel ve galiba seçilmesi kesin olan Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na başarı dilemeliyiz.
Çok partili demokraside sadece iktidar partisinin güçlü olması, sistemin sağlıklı işlemesine yetmez.
Diğer partilerin de iktidar olmaya dönük iddiaları bulunmalıdır.
Eski CHP yönetiminin yüzde 20 dolayında oy sahibi olmayı başarı olarak gören anlayışı, demokratik sistemimizi de topallatıyordu.
Ayrıca neden yüzde 20'lerin üzerine çıkamadıklarının tahlilini yapmaktan da adeta korkuyorlardı.
Dilerim Kılıçdaroğlu yönetiminde bütün bu yanlışların üzerine gider CHP kadroları.
CHP de "Bütün Türkiye"nin partisi olur.
Mesela Ergenekon davalarında hukukun yanlış uygulanmasını vurgulamakla, cuntacılığa yeşil ışık yakmayı karıştırmazlar.
Statükocu oligarşinin değil, halkın partisi olur CHP...
Siyaset yaparken Anayasa Mahkemesi'ne değil, halka ve yaşanan çağın gerçeklerine güvenirler.

Bekleyelim, göreceğiz

Bundan sonra CHP'nin izleyeceği yolu, Kurultay'dan sonra göreceğiz.
Ancak bu noktada bir uyarıyı seslendirmemiz gerekiyor.
CHP'nin tepesindeki melodramın "Aşk-ı Memnu"yu çağrıştıran aşamaları, Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığının kesinleşmesi sona erdirdi.
Ne var ki bir yerli diziden sonra şimdi de önümüze "Gandi" filminin senaryosu sunulmak isteniyor.
Kendilerini Kılıçdaroğlu'nun pompalayıcıları olarak sunanlar, onun adı yerine "Gandi"yi kullanmayı yeterli görmeye başladılar.
Bu davranışlar Gandhi'yi ve Hindistan tarihini anlamaya ve anlatmaya dönük çabaları içerse, bir yerde yararlı olabilir. Ancak bunlar sit-com gazeteciliğinden öteye gitmeyen sığlıkları yansıtmakta.
Kılıçdaroğlu da bu gaza getirmelere kapılıp, kendisini gerçekten Gandhi falan zannederse, CHP'nin yenileşme çabaları büyük bir komediye dönüşebilir.
Mohandas Karamchand Gandhi (1869-1948) İngiliz işgalindeki bir sömürge olan Hindistan'da, pasifizmi eyleme dönüştüren bir bağımsızlık lideriydi. İngiltere'de hukuk eğitimi almış, Güney Afrika'da avukatlık yapmış, 1915'te anavatanı Hindistan'a döndükten sonra Kongre Partisi'ne dayanacak örgütlenmenin başında bağımsızlığı amaçlayan direnişleri başlatmıştı. Kendisi de eşi de defalarca tutuklanıp, cezaevlerine gönderildiler bu süreçte.

Köktenci bir Hindu

Gandi'nin önderliğinde Hindistan bağımsızlığına kavuştu.
Ancak Gandi gerçekleri görmeyi reddeden köktenci bir Hindu'ydu.
Hindistan'dan Pakistan'ın kopmasına dayanan parçalanmayı açlık grevleri ile önleyebileceğini sanıyordu.
Daha fanatik bir Hindu onu bu parçalanmanın sonuçlarının sorumlusu olarak gördüğü için öldürdü.
Hindistan'ı modern bir dünya devleti yapan lider Pandit Nehru'dur.
Nehru, Hindistan'ın mevcut yapısını korudu ve geliştirdi. Büyük sanayici aileleri "İşbirlikçiler" diye tasfiye etmek yerine, onları koruyup, teşvik etti.
Birkaç paragrafta Hindistan'ı ve "Gandhi Olayı"nı anlatmak tabii ki mümkün değil.
Ama Kılıçdaroğlu'na "Gandi" sıfatını yakıştıranların, bu vesile ile Hindistan'ı ve gerçek Gandhi'yi anlamaya çalışmalarında fayda var.
Ayrıca müfettiş görünümlü Kılıçdaroğlu'nu, ihrama benzeyen ve "Dhoti" denilen el dokuması 4 metrelik beze dolanmış Gandhi'ye benzetmek ne kadar doğrudur bilemiyorum.
Kılıçdaroğlu kendine model arıyorsa, dilerim Gandhi'nin yanında Nehru'yu da öğrenir.
Tabii ki Kılıçdaroğlu'nun Ecevit gibi Sanskritçe öğrenip Tagore'a tutulmasını da bekleyemeyiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA