Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bazen akıl ve mantık devre dışı kalabilir...

Yedi delikanlımızı daha şehit rütbesi ile toprağa verdiğimiz gün, akla ve mantığa değil duygulara sığınmaktan başka çaremiz yoktu.
Bu noktada şair Cansın Erol'un dizeleri, sanırım hepimizin duygularına tercüman olabilirdi...
Şöyle yazmış Cansın Erol...
"Yurdumda bir bebek doğanda
Benim gönlüm binbir beşik
Bir yiğit bir kurşun yese
Benim cismim delik deşik"
Siyasetin de hukukun da sorunlara çözüm bulmakta yetersiz kaldığı günleri yeniden yaşamaktayız.
İşin kötüsü bu ilk kez gelmiyor başımıza.
Dün Reha Muhtar Vatan'da, genç bir gazeteci olarak yaşadığı 1980'e dayanan o günleri şöyle anlatıyordu:
- ... Ne ana muhalefet lideri Ecevit bir şeyler söylediğinde "ortalık sallanıyordu", ne Başbakan Demirel, ne de Erbakan veya Türkeş'in söyledikleri akşam eve geldiğimde yankı buluyordu... Ağır bir terör dalgası almış başını gidiyordu ve her gün öldürülen gençler, Kızılay'ın ortasında patlayan bombalı pankartlar, siyasilerin sesini duyuramaz olmuştu...

Gerçek gündem dışındaydı

- Çok sonraları öğrendim ki, o günlerde patlayan bombalar, öldürülen gençler ve gerçekleştirilen suikastlerle Türkiye "bir darbe ortamına" götürülmek istenmektedir... Birbirinin zıttı görünen militanlar, aslında aynı merkezden beslenmektedir... Faşistlerle komünistlerin ellerinde patlayan bombalar ve silahlar, aynı merkezden gönderilmektedir...
- O sırada bu gerçeği bana hiçbir lider basın toplantısında söyleyemiyordu... Ecevit, Demirel'i; Demirel ise Ecevit'i suçluyordu... Erbakan ise ikisini birden... Dün dalga dalga yayılan, kanlı eylemleri görünce, aklıma 20 yaşındaki o genç çocuk geldi...
Şehitlerimizi toprağa verdiğimiz gün Reha Muhtar'ın anlattığı günlerdeki tablo yeniden sahnedeydi.
Partilerinin grup toplantılarında konuşan liderlerin söylemlerinde yine "Çözüm" değil "Suçlamalar" vardı yine...
- Bu sürecin arkasında AKP ve DTP var. AKP bile bile DTP'nin muhatap gördüğü kişiyle görüşmeye gidiyor... Sınırda teslim olan teröristler Apo'nun talimatı ile geldik dediler... Savcısı, hâkimini gönderdi. Devlet olarak sen muhatap oldun... Bunlar silahı bırakalım demek için mi geldiler. Buraya barış elçisi diye geldiler... Madem öyle silah niye var? AKP, PKK ile silah bırakmadığı halde müzakere ediyor... PKK belki hedefini projesini değiştirdi. Deniz Baykal (CHP)

Karşılıklı suçlamalar

- Bütün uyarılara rağmen, teröre sürekli prim veren Başbakan Erdoğan'ın geride kalan dönemde etnik ayrışmaya zemin hazırlayacak dinamitlerin fitillerini ateşleyerek başlattığı sürecin gerçekleri bugün bütün yönleri ile karışımıza çıkmıştır. Maalesef, yöneldiği sapmalarla terörü ve bölücülüğü hiç olmadığı kadar dirilten iktidar zihniyeti, Kandil kadrolarını dağdan indirmek bir yana, şehir uzantılarını azdırmıştır. Devlet Bahçeli (MHP)
- 1993'te yine barışçıl bir sürecin gerçekleştirilmesi için parlamentoda yoğun çabalar sarf edildi. Ama bildiğiniz gibi 33 askerin öldürülmesiyle birileri bunu durdurmak için düğmeye bastı. Bugün olan olaya baktığımızda o günleri hatırlıyoruz. Kamuoyunun bu provokasyonu derinden görmesini temenni ediyoruz.
Ahmet Türk (DTP)
Bütün bu konuşmaların ötesinde bir gerçek vardı önümüzde.
Tokat'ın Reşadiye ilçesi Sazak köyü yakınlarında, devriye görevi yapan jandarma ekiplerine kurulan pusuda yedi askerimiz şehit olmuştu.
Bugünün genç bir gazetecisi olan İbrahim Karagül de Yeni Şafak'taki köşesinde "Reşadiye saldırısı ile kime, ne mesaj veriliyor" sorusunun cevabını anlamaya çalışıyordu...

Saldırının mesajı

- Anayasa Mahkemesi'nin DTP ile ilgili kapatma davasını görüşmesinden bir gün önce. DTP'nin etkin olduğu bütün şehir ve kasabalarda sokak gösterilerini yönettiği, çözüme yönelik girişimi ve çalışmaları sözde savunurken el altından sabote etme yönünde bütün imkânlarını seferber ettiği bir zamanda. Emine Ayna'nın "dağa çıkmak"la tehdit ettiği, "80'lerden, 90'lardan beter olur" şeklinde tehditler savurduğu sırada böyle bir saldırı gerçekleşiyor.
- Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinde bulunduğu, genelde Ortadoğu ve Irak özelde ise Kuzey Irak ve PKK'nın tasfiyesinin pazarlıklarının yapıldığı sırada böyle bir saldırı gerçekleşiyor. 2007'den beri devam eden tasfiye sürecinin belki de ön önemli aşamasına gelinmişken, Mahmur ve Kandil üzerinden konuşmalar yapılırken böyle bir saldırı gerçekleşiyor.
- Muhalefet partilerinin çözüme yönelik bütün girişimlere karşı durduğu, "açılım bitti" şeklindeki umutlarını yüksek sesle dillendirdiği bir zamanda bu saldırı yapılıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA