Gerçekten bekâra karı boşamak kolaydır.
Sırtında yumurta küfesi olmayanın yapamayacağı hareket yoktur ki.
Kendinizin bir an için Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olduğunuzu düşünün.
Bir yanda gelecek kuşakları, bir yanda da gelecek seçimleri düşünmek zorundasınız.
Rahmetli İsmet İnönü için "Kafasında 40 tilki koşarak dolaşır, kırkının kuyrukları birbirine değmez" denilirdi.
Amerika nasıl "Başkanlık sistemi" ile yönetiliyorsa burada da "Başbakanlık sistemi" var. Bir Genelkurmay Başkanı ordudaki emir komuta zincirinin aksamadan çalışmasından, disiplinin bozulmamasından, sınırların güvenlik içinde bulunmasından, ülkenin egemenliğine ve bütünlüğüne yönelik tehditlerin caydırılmasından ve gerekirse bertaraf edilmesinden sorumludur.
Ayrıca Genelkurmay Başkanı tüm bu konularda Başbakan'a karşı sorumludur.
Bir Başbakan ise hem bunlardan, hem de başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere, tüm TSK personelinin maaşları için kaynak bulmaktan, ordunun ihtiyaçlarını karşılayacak ve modernleşmesini sürdürecek fonların yaratılmasından da sorumludur.
Gerçekçi bir konuşma
Bu gerçeklerin ışığında Başbakan Erdoğan'ın dün AK Parti'nin grup toplantısında yaptığı konuşmayı hem çok doğru hem de çok gerçekçi bulmak durumundayız.
Karı boşamayı kolay sanan bir kısım bekârlar ve sırtlarında yumurta küfesi olmayan bazıları, Başbakan'ı TSK ile karşı karşıya getirmenin beklentisi içindeler.
Başbakan Erdoğan'ın son "Andıç" belgesine ilişkin sözleri gerçekten ölçülü, dengeli ve sorumluluk öğelerinin ağır bastığı içeriklidir.
Bazı satırbaşlarını hatırlatalım:
- Bir gazete, partimize yönelik bazı gizli planların yapılığını iddia etti. Şunu açık ve net ifade ediyorum: Eğer bu iddialar gerçek dışıysa devletin kurumlarını karşı karşıya getirmek, devletin kimi kurumlarını yıpratmak, bir tahrik ortamı oluşturmak gibi niyetler taşıyorsa, evet bu vahimdir. Eğer iddialar doğruysa mesele daha vahimdir.
Belge ya doğruysa...
- Doğrusu, Genelkurmay Başkanlığımız haberin çıktığı ilk andan itibaren sorumlu ve duyarlı bir tavır sergilemiştir. Tartışmaya konu olan belgenin sahte veya gerçek olduğunun askeri yargı tarafından en kısa zamanda ortaya çıkartılması için soruşturma talimatı verilmiş ve dün yapılan açıklamada konunun takipçisi olduklarını ifade etmişlerdir.
- 'Belgenin doğruluğu ispat edilirse, sorumluların yasalar çerçevesinde yargı makamları tarafından cezalandırılacağına ilişkin güvencemiz tamdır' şeklindeki açıklama, kamuoyunca olumlu bir şekilde algılanmıştır. Herkese düşen, bu iddiaların soruşturulmasının araştırılmasının neticesini tabii ki beklemektir.
- Hiç kimse, bu olayı ve işleyen süreci istismar ederek, kurumları birbirine düşürme, yıpratma, fitne çıkarma yaklaşımı içine girmemelidir. Kurumlarımızın birbirine güveni tamdır. Tüm kurumlarımız hukuka, anayasal sisteme ve demokratik yapıya bağlıdır, bu konuda tam bir inanç içindedir. Kurumlar arasında güven bunalımı oluşturmaya dönük gayretler, sadece taraflara değil tüm Türkiye'ye zarar verir.
En doğru davranış
- Partimize yönelik iddialarla ilgili suç duyurusunu yapıyoruz. Ve bu suç duyurusunun ardından tabii ki parti olarak bunun takipçisi olacağız. Bunu ortada bırakamayız. Ama inanıyorum ki gerek sivil yargı, gerek askeri yargı üzerine düşeni yapmak suretiyle bir an önce burada neticeye varmalıdır. Diğer partiler net bir duruş sergilemese de tek başına da kalsa demokrasiyi savunmak AK Parti'nin vazifesidir ve AK Parti bu vazifesini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en küçük bir ricat sergilemeden ifa edecektir. Yazının başında söylediğimi tekrar edeyim.
- Kendinizin bir an için Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olduğunuzu düşünün.
Anayasa gereği size bağlı ve ülkenin güvenliğinin teminatı olan ordunuzla kavga mı ederdiniz, yoksa ordunun içindeki cuntacı ayrık otlarının temizlenmesi için komuta kademesine destek mi verirdiniz?