Dünkü Milliyet'te Saliha Çolak imzalı bir haber vardı. Buna göre CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmemesi gerektiği yönündeki parti görüşünü güçlendirmek için 34 farklı neden ileri sürülen bir rapor hazırlamış ve bunu Parti Meclisi'ne sunmuş.
Haberde bu 34 madde de sıralanmıştı. Bazılarını aktaralım:
Atatürk'ü anlayamadı, Atatürk'ü sevmedi./ Halkıyla, ordusuyla, yargısıyla ilişkisini olması gereken zemine oturtamadı./ Vatandaşına, "Ananı da al git" karşılığını verdi./ Dokunulmazlığı kaldırmadı./ Harem ile harimin farkını bilmiyor./ Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanı'na "Sana mı soracağız" dedi./ Türban konusunda mutabakat ararken, cumhurbaşkanını istediği gibi seçmekte direniyor./ Danıştay'a, Yargıtay'a, "Diyanet' e sor" dedi./ AİHM'ye "Ulemaya sor" dedi./ "Osmanlı eyaletler sistemi gibi bir sistem Türkiye' de uygulanabilir" dedi.
Bu listenin hazırlandığı CHP'nin MYK toplantısının gündemi acaba nasıl oluştu, merak etmiyor musunuz?
ÖN HAZIRLIK
Acaba üyelere, "Erdoğan' ın cumhurbaşkanı olmaması için bulabildiğiniz gerekçeleri yazın. Toplantıda bunları birleştirip, raporlaştırırız" diye bir ön duyuru mu yapıldı? Eğer böyle yapıldıysa, MYK üyeleri yakınlarından, çocuklarından da liste oluşturmak için yardım istediler mi?
Rapora alınmayan gerekçeler arasında şunlar da var mıydı?
- Yıllardır siyasette bulunmasına ve bir kez de CHP'yi barajın altına düşürmesine karşın hiç seçim kazanamayan Genel Başkanımız Deniz Baykal'ı çatlatmak ister gibi, partisini kurduğu yıl tek başına iktidar yapıp, başbakan oldu.
- Anayasa'da ve yasalarda onun cumhurbaşkanı olmasına karşı hiçbir engelleyici hüküm bulunmamasına karşın, "Cumhurbaşkanı olacak mısın" sorusu sorulduğunda, "Hayır, olmayacağım" demiyor.
- Partisinin Kurban Bayramı'nı kutlayan afişlerini "Bayram değil seyran değil" diye eleştiren Genel Başkanımıza "Ama Kurban Bayramı şimdi" diye hatırlatmada bulunarak siyasi nezaketin ve demokrasinin bütün kurallarını çiğnedi.
- Seçilme barajını yüzde 10'un altına indirmemek konusunda partimiz CHP ile işbirliği yaparak, eksikli temsil yarasının devam etmesine katkıda bulundu.
- Hâlâ AB ile ipleri kopartmadı ve hala ABD ile Irak'ta silahlı çatışmaya girmedi.
- Gösteri olsun diye bindiği attan düşerek, ata sporu olan binicilik konusunda gençlere kötü örnek oldu.
- "Her şey şeffaf" olmalı derken "Gizli şeker" sahibi olduğu anlaşıldı.
RIZA'NIN SON İSTEĞİ
Mesleklerin en karmaşığı, en zoru ve en fazla sorumluluk taşıyanı olan "Siyaset" in, bu tür "Gerekçe listeleri" hazırlanmasına dayanan bir düzeye ulaşması, tabii ki sadece gülümseyerek değerlendirilebilir.
Eğer bu gerekçe listesi hazırlamak uğraşısı diğer partiler tarafından da benimsenirse, kim bilir ortaya daha ne tür parlak örnekler çıkacaktır. Mesela AK Parti MYK'sı da "Deniz Baykal neden cumhurbaşkanı seçilmemeli" konulu parti görüşünü desteklemek için gerekçeler listesi hazırlamaya kalkarsa, ortaya kaç madde çıkacaktır?
Geçenlerde İlhan Kesici'nin anlattığı Türk siyasetindeki rekabet anlayışını yorumlayan bir Temel fıkrasını anlatmak, belki AK Parti'nin bu tür gerekçeler listesine katkıda bulunabilir.
Temel ve Rıza idama mahkum olmuşlar. Görevli önce Temel'e "İdam' dan önceki son isteğin nedir" diye sormuş. Temel "Annemi görmek istiyorum" demiş. Aynı soruyu Rıza'ya yöneltip "Son isteğin nedir" demişler. "Temel annesini görmesin" demiş Rıza.