Yazı yazanların bile yazılı hafızalarının olmaması, bizim coğrafya insanlarının en büyük özelliklerinden biridir.
Hep Kanuni döneminde Habsburg'ların İstanbul'daki elçisi olan Baron De Bousbeq'in, biz Türkler hakkındaki gözlemlerini hatırlarım. Özetle şöyle der:
- Türkler tarih kavramına pek önem vermezler. İstanbul'daki bir kahvede tartışan insanlar bir Süleyman'dan söz ettikleri zaman, bu Kanuni Sultan Süleyman mıdır, yoksa Hazreti Süleyman mıdır anlayamazsınız.
Yazılı hafızanın yokluğu, genellikle kitap okumamaktan kaynaklanır. Ya da tek kitaptan her şeyi anlayabileceğini sanmak gibi bir yanılgı vardır bunun dibinde. Okulda ezberletilip, sonra dörtte üçü unutulan bilgiler, günlük gazetelerin haberleri desteğinde, herkese her gün yeniden Amerika'yı keşfettirir.
Bakın bugüne mesela... Sanki yoğun eleştirilerin odağındaki ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dır bu ülkede. Oysa Demokrat Parti'nin Maliye Bakanı Hasan Polatkan, akrabalarının ticaret yapmaları yüzünden ne tür bir kampanyanın hedefi olmuştu.
Tarihte kaç tane Maliye Bakanı idam edilmiştir acaba?
Üstelik Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu ile birlikte Yassıada Divanı tarafından Hasan Polatkan idam edildiği zaman tarih, Milat'tan öncesini değil, 1961'i gösteriyordu.
Veya basın ile iktidar arasındaki gerginlikler ilk kez mi yaşanıyor bu ülkede?
Örneğin 1990'lara gelindiğinde Turgut Özal'a ve ANAP'a karşı başlatılan medyatik kampanyanın dayandığı nokta, Süleyman Demirel'i "Baba bizi kurtar" sloganı ile yeniden cilalamak olmamış mıydı?
Önceki gün Koç Holding yöneticisi Bülend Özaydınlı, 2010 için hedefledikleri 18.7 milyar dolarlık konsolide ciro rakamını 2005'te yakaladıklarını söyledi. En karlı alanlar olan otomotiv, dayanıklı tüketim, finans ve enerjinin, Koç Topluluğu karına, birbirine yakın oranlarda katkı sağladığını, bu dengeli yapının holdingi risklere karşı daha sağlam kıldığını vurgulayan Özaydınlı, 2005 yılı kombine ihracat tutarının ise 6 milyar 183 milyon dolar olduğunu, bu tutarın Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 8.5'i anlamına geldiğini açıkladı. Koç Holding, 2006'da ihracatını yüzde 60 artırarak 9.5 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyor ve toplam çalışan sayısı yıl sonunda 92 bin olacakmış...
Hatırlıyor musunuz Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne soktuğu için, 1995 sonrasında Tansu Çiller aleyhinde açılan kampanyaları? Acaba o GB olmasaydı, Koç Holding bu rakamları yakalayabilir miydi?
Veya ANAP'la DYP'yi birbirine kırdırıp, sonunda merkez-sağı yok eden hesabın sahipleri acaba kimlerdir?
Dün yazmayı unutmuştum. ANAP hakkındaki Koskotas Dosyaları açmakla görevli bakanlığa getirilen Orhan Kilercioğlu, sonra ANAP'a geçmişti. ANAP için Koskotas Dosyaları açılması projesinin sahibi Demirel de, 28 Şubat'ta, 4'üncü parti olan ANAP'ın Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı başbakan yapmıştı. Sonra da Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı, Demirel'in Cumhurbaşkanlığı'nın uzatılmasına "Hayır" demişti.
Aslında bunlar hatırlansa ne değişir ki? Türkiye'de tarih en fazla geçen hafta başlar.