Konya'yı defalarca ziyaret ettim. Konyalılar'ın dünyaya ve olaylara bakış açılarındaki geniş açının, bu kentin engin tarihinden de, Mevlana felsefesinden de kaynaklanmış olacağını defalarca düşündüm, yazdım da.
Bu açıdan, önceki gün Sabah muhabiri arkadaşımız Aliye Çetinkaya'nın, Halk Eğitim Dayanışma ve Araştırma Derneği'nce düzenlenen ve Danimarka'daki karikatürleri protesto için yapılan "Resul'e sadakat" yürüyüşünü izlerken, "Başı açık" denilerek bir grup tarafından taşlanmasını anlamam mümkün değil. Başı kapalı olanların hak ve özgürlükleri için uğraş verirken, bu atılan taşlar, başı açık olanların hak ve özgürlüklerini de gündeme getiriyor.
Aliye Çetinkaya'ya atılan taşlar, Konya'nın imajını da yaralamıştır.
Dilerim Konyalılar, aralarına sızan bu provokatörleri en kısa zamanda dışlarlar. Laikliği demokrasiden soyutlayıp bir "İzm" haline getirenler kadar İslam'ı da hoşgörüden ayırıp dünyevi bir zorbalık sistemi haline dönüştürmeye çalışan bu yobazları kınıyorum. Bunların yüzünden, cami ile kışla arasında bocalamaktan artık bıktığımızı tekrarlıyorum.