Geçen yıl İthaki Yayınları'ndan "Futbolun Beceriksizleri Ansiklopedisi" çıkmıştı. Bu ansiklopediye giren futbolculardan Manfred Kaltz, kendi kalesine attığı 6 golle Alman futbol tarihinde bir rekortmen olarak anılıyor. Bunun gibi Pentti Kekkola, 1986 sezonunda kendi kalesine attığı beşinci golden sonra Finli arkadaşlarından hediye olarak, maçta kalelerin yönlerini karıştırmasın diye bir pusula (Compass) almış. Aynı talihsiz olay FC Maesteg'in ön liberosu Bobby Williams'ın başına jübile maçında gelmiş. Helmut Winklhofer ise tam 30 metre mesafeden kendi kalesine attığı golle "Ayın Golü" nü atan adam seçilmiş.
Bence bunun gibi bir de "Siyasetin Beceriksizleri Ansiklopedisi" yazılması için çalışmalar başlatılmalıdır.
Özellikle Türk siyasetinde kendi kalesine gol atan başbakanların, bakanların ve milletvekillerinin öyküleri iyi anlatılırsa, bu kitap dünya çapında ilgi çeker.
Örneğin 1970'li yılların sonunda o zaman CHP'nin Genel Başkanı olan Bülent Ecevit, "Artık halk tribünlerden sahaya inmelidir" diyerek sivil topluma "Siyasete aktif olarak katılın" içerikli bir çağrı yapmıştı. Ancak bu çağrıya sadece şeref tribününde oturan üniformalılar cevap verdi ve 12 Eylül 1980'de sahaya inip darbe yaptılar.
1991 seçim kampanyasında DYP'nin Genel Başkanı olan Süleyman Demirel "Bize oy verirseniz emeklilik yaşını indireceğiz" diye kampanya yapmıştı. İktidar olunca emeklilik yaşı gerçekten indirildi ve sosyal güvenlik sistemi böylece iflas etti.
Bütün partiler seçmene "Barajı indireceğiz" diye söz verdiler ama bunu yapmadılar. Sonuçta, 1999'da CHP, 2002'de ANAP, MHP ve DYP barajın altında kalıp TBMM dışında kaldılar.
Şimdiki Başbakan Erdoğan da, ayaküstü verdiği demeçlerle, kendi kalesine gol atan politikacılar arasına birkaç kez girdi. Kaleye giren topları toplama görevini ise Akif Beki üstlenmiş durumda.
Örneğin Erdoğan'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin üniversitede türban yasağını onayan kararına yönelik olarak, "Türban konusunda mahkemenin söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır" sözlerine tepkiler gelince, Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki,
"Sayın Başbakan' ın dünyevi hukuk alanına giren bir düzenlemenin, din bilginlerine bırakılması gerektiğini söylemesi söz konusu değildir, olmamıştır. Başbakan başörtüsü yasağıyla ilgili uygulama söz konusu olduğunda, İslam dini bilginlerinden görüş istenmeden oluşturulacak kanaat ve görüşlerin ' eksik' kalacağına işaret etmek istemiştir" diye düzeltme yaptı.
Beki son olarak da Erdoğan'ın "İzmir, üzerine yakıştırılan ifadeleri ilk seçimde silip atacaktır" sözleriyle "Gâvur İzmir" ifadesini ima etmediğini belirtti. Beki, "Başbakan' ın bu sözleriyle, İzmir için kullanılan ' solun kalesi' gibi bazı siyasi nitelendirmeleri kastettiği açıktır. Başbakan' ın sözleri dinleyiciler tarafından da böyle anlaşılmıştır" dedi.
Kendi kalesine gol atan politikacılar listesi tabii ki uzatılabilir. Ama yerimiz bu kadar. Örneğin Uzanlar'ı her alanda destekleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisi, Cem Uzan'ın Genç Partisi oyları bölünce baraj altında kalmamış mıdır?