DENİZ Akkaya'nın Hürriyet'te Ayşe Arman'a yaptığı "Dayak yedim" içerikli açıklaması, olumlu olumsuz tepkilere neden olarak hala yankılanıyor.
Anladığım kadarıyla "Dayak", kadınlarımızın sosyolojik elverişsiz konumlarının sadece bir yan ürünü. Bunun Deniz Akkaya'ya da yansımış olması beni şaşırttı. Cine 5'teki "Başka Yerde Yok" programında altı ay Deniz Akkaya ile birlikte çalıştım. Disiplinli, işini aksatmayan, saygılı, görevini ciddiye alan bir insan. Böyle bir insanın, kadın veya erkek olması önemli değil, özel hayatındaki ilişkisinin kendisine şiddet biçiminde yansıması gerçekten şaşırtıcı.
Bence olayı sadece Deniz Akkaya'ya atılan erkek tokatlarına endekslemek yanlıştır.
Belli ki, "Kadın hakları" ve "Kadın-erkek eşitliği" konularında ciddi problemlerimiz var. Örneğin bir kesim de başörtülü kadınlarımızın büyük bölümünün "Erkek baskısı ile" örtündükleri iddiasını seslendirmiyor mu? Ya da Hülya Avşar gibi en karizmatik yıldızların bile kocalarının kendilerini aldatma hakkına sahip olduklarını adeta doğru bulan sabır denemelerine tanık olmadık mı? Evli erkeklerle uzatmalı aşklar yaşayan kadın yıldızların hayatı hikaye edilirken, onların erkekleri tarafından kamuoyu önünde aldatılan eşlerinin dramını kim ele aldı? Töre cinayetleri ise başlı başına bir toplumsal trajedi değil mi?
Yani Deniz Akkaya'ya kızmak ya da onu kıskanmak, aşağılamak gibi dürtülerle bu "Dayak" olayına yaklaşmak gerçekten yanlıştır.