Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

AB'liler süre vererek bizi ürkütemezler!

Türkiye'nin ne zaman AB'ye üye olabileceği konusundaki açıklamalar, galiba bir çeşit siyasal mazoşizme doğru bizi yönlendirmeyi amaçlıyor.
Müzakereler başladıktan sonra, kimine göre 2013'te, kimine göre 2015'te, kimine göre de daha sonraki bir tarihte Türkiye AB'ye girecek konuma gelecekmiş.
Son olarak Verheugen Euromazoşistlerin sözcülüğünü yaptı ve müzakerelere başlanması durumunda, bunun "sonucu açık bir süreç'' olacağını, "Türkiye'nin en erken 2015 yılında üye olabileceğini'' söyledi..
Verheugen şunları da söyledi Bild am Sonntag gazetesine yaptığı açıklamada:
- Sonuçta Türkiye'nin üyeliği konusunda Avrupa Parlamentosu ve üye ülkelerin parlamentoları karar verecek. Her üye ülke istediği zaman müzakereleri durdurabilir.
Aslında bu tür söylemlere bakıp, moralimizi bozmamız anlamsız. Çünkü biz "süre" veya "zaman" gibi kavramlar konusunda, morali bozulan insanlar değiliz. 10- 15 yıl beklemek bizim için çocuk oyuncağı gibidir.
Taksim'deki opera binasının 20 yılda yapıldığını sonra da bir yangınla kül olduğunu unuttuk mu?
1930'da kabul edilen Türk Parasını Koruma Kanunu, 1980'lere kadar dövizi suç unsuru olarak kabul ettirmedi mi Türk toplumuna?
Sanki Keban Barajı mı, Afşin- Elbistan mı, GAP Projesi mi, önceden belirlenen sürede ve maliyette tamamlandı?
Biz "Bugün git, yarın gel" denilmesine alışkınız.
Daha da ötesine alışkınız ayrıca. Herhangi bir devlet memuru, aynı kişinin her gün karşısına dikilip işinin halledilmesini istemesinden sıkılmış. Bakmış ki adam "Bugün git, yarın gel" denilmesinden yılmıyor.
- Bugün git, bir yıl sonra gel, demiş.
Adam boynunu bükmüş, - Bir yıl sonra saat kaçta geleyim, diye sormuş.
İşte öyle bir şey durumumuz.
AB üyesi ülkeler ve Verheugen benzeri isimler şükretsinler.
Türkiye AB'ye değil de, AB Türkiye'ye girmek isteseydi, bu iş 2015'te falan değil, 3015'te zor gerçekleşirdi..
Biz o tarihe kadar "Atatürkçülük nedir" tartışmasında bir sonuca ulaşamadığımız için, AB'nin Türkiye'ye alınması konusunda da tereddüt ederdik.
Türk ekonomi tarihi hakkındaki kitapları, girişimcilerin otobiyografilerini okusa Avrupalılar, tasarlanan yatırımların kaç yıl sonra gerçek olabildiğini görür ve 2015 gibi ileri tarihlerin bizi ürkütemeyeceğini anlarlardı.
1933'te "Yurdu demir ağlarla ördük" diye 10. Yıl Marşı söyleyenlerin torunlarının, 2004 yılında Abdülhamit'ten kalma raylar üzerinde Hızlı Tren denemesi yaptıklarını öğrenirlerdi.
Türkiye'nin üyelik müzakereleri "sonucu açık bir süreç"miş.
Verheugen böyle demiş. 1923'ten beri hangi sürecin sonucuna ulaşıp, bu süreci kapattık ki?
Laiklik tartışmalarının mı, Güneydoğu sorununun mu?
Siz başlatın müzakereleri. Bizim sabrımız sonsuz.
1958'de Ortak Pazar'a başvuran, 1963'te Ankara Antlaşması'nı imzalayan biz değil miyiz?
Başlatın müzakereleri Brüksel'de, çatlamadık sabır taşı kalır mı, kalmaz mı görürsünüz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA