Antalya'da zaman zaman tatiller yaptım. Olay şöyle gelişti her defasında; Uçaktan in, arabayla kaldığın otele git... Ye, iç, yat, güneşlen... Sonra da yeniden havaalanı ve İstanbul'a dönüş. Bu nedenle tatil yaptığım otellerin dışında Antalya'yı yaşama fırsatım pek de olmamıştı. Geçen yıl Altın Portakal Film Festivali için gittiğimde, Antalya'nın şehir hayatına karıştım ve büyük keyif aldım. Festival kortejiyle geçtiğimiz bütün yollarda Antalyalının gülen yüzü vardı en başta... Akşam, dünyaca ünlü sinema yıldızları Catherine Deneuve ve Jeremy Irons'ın da olduğu bir ekiple Kaleiçi'ne yemeğe gittik, akşam henüz iniyordu. Ve o zaman vuruldum Kaleiçi'ne... O sıkıştırılmış programa rağmen ertesi sabah birkaç kişiyi organize edip erkenden kahvaltı için Kaleiçi'ne gittik... Turistik yörelerde en kalabalık saatleri pek sevmem. Ancak uygun zamanı yakaladığınızda oranın ruhunu yakalayabilirsiniz. Şahane bir tercihle, eski bir konağın içinde yer alan kafeye girdik. Odalar birbirinden farklı biçimde dekore edilmiş. İnsanın içi açılıyor. Ama dışarıda oturalım dedik... Sokaklar kalabalıklaşmadan kahvaltı işimizi bitirdik. Sonra vurduk kendimizi sokaklara... Her ev ayrı bir hikaye, her ev ayrı bir güzellik... Avrupa'da küçük yerleşimleri severim. Sokaklarında dolaşırım, evler, pencereler, bahçeler en çok dikkatimi çeken noktalardır. O hayatlar insana hep mutluluk hissi verir. Ya da en azından bana... Ve o gün kendime dedim ki; bu güne kadar burayı görmemenin suçlusu sensin! İşte onun için diyorum ki; Antalya'ya gittiğinizde kendinizi otelinize kapatmayın. Çıkın dolaşın, anı biriktirin.
SEYAHAT KEŞİFTİR
Kaleiçi'nde pek çok lezzeti deneyimleyebilir, alışveriş yapabilir, tekne turuna çıkabilirsiniz. Ama tavsiyem, o sokakları adım adım dolaşmanız. Pek çoğu restore edilmiş o güzel evler ve geçmişin ayak seslerini duyabileceğiniz sokaklar, hepinize büyük şehirlerdeki gökdelenli yaşamlarımızın ne kadar sıradan olduğunu gösterecek. Ben bunu yapın, buraya gidin, şu yemeği yiyin gibi tavsiyelerde bulunmayı sevmem. Neden mi? Çünkü her seyahat bir keşiftir. Siz kendiniz her türlü güzelliği, size uygun olanı, bütçenize denk düşeni nasıl olsa keşfedersiniz...