Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Hangi aile?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bütün Türkiye bir aileyi konuşuyor...
Cinayete kurban giden minik Narin'in ailesini...
Mümkünse hızla gerçeğe ulaşılsın istiyorduk.
Şimdi anlıyoruz ki, karşımıza yüksek bir duvar çıkartılıyor.
Aile dayanışmasının duvarı...
Amcanın krallığı...
Telefonlarındaki bütün kayıtları temizlemiş, dillerini kitlemiş bir aile...
Düşünün...
Bağları sıkı dokunmuş bir aile şimdi kamuoyunun gözlerine bağ oldu...
Zaman bu duvarın aşılmasına yardımcı olacak mı, göreceğiz.
Yargı titiz ve dikkatli biçimde ilerlemek istiyor ve bize medyanın sürekli tekrar ettiği gizemli cümleler kalıyor.

***

Hayır! Cinayet hakkında konuşmayacağım...
Narin davasının medya yoluyla kamuoyuna aktarılma biçiminin toplumsal hipnoza dönüştüğünü de başka zaman konuşuruz.
Bu kez sadece şu ibretlik noktaya dikkat çekmek istiyorum...
Artık bilelim...
Aile değerlerini en baştan bir daha tanımlamadan...
Ve "Hangi aile?" sorusuna cevap vermeden aile kurumuna yağdırdığımız övgüler boşlukta salınıp kalacaklar...

***

Önce modernleşme ve yeni iş düzeni yoluyla aile bölündü, parçalandı, geriye ailenin kendisi değil, kala kala "çekirdeği" kaldı.
Tam buna itiraz ediyorduk ki...
Yeni dünya düzeni tasarımı artık "çekirdeği" de parçalamaya başladı.
Şimdi aile yerine tüketici bireyler toplumun temel taşı haline getiriliyor.
İşte böyle bir ortamda aile kurumunu yeniden güçlendirmek isteyenler için ilk iş "iyi ve doğru" olanı baştan tarif etmektir.
Açık sözlü olmalı ve önce şunun altını kalın biçimde çizmeliyiz...
Kötülük dayanışmaları; şefkatten nasibini almamış kan bağına dayalı güç odakları; miras kavgalarıyla çeteleşmiş akrabalıklar "aile" falan değildir.

***

İnsana dair en güzel hasletlerin filizlendirildiği bahçedir aile...
Onu nostaljik veya hayali bir yapı olmaktan çıkartamayacaksak, vah bize, vah çocuklara!

***

OLAN HALKA OLDU!

Konserler çok pahalı...
Doğruya doğru; belediyelerin düzenlediği konserler kitlelere bir nebze nefes aldırıyordu.
Fakat bugün geldiğimiz nokta açık, hepimiz aynı şeyi söylüyoruz: "Parti falan fark etmez; milyonlarca lira nereye gidiyor? Kimse artık kamu parasını konser falan diye birilerine peşkeş çekmesin!"
CHP'nin halkçılığı budur işte; eninde sonunda halka zarar verme noktasına gelir dayanır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA