Aralarında tanıdıklarım da var...
Hala bayramlarda seyranlarda haberleştiklerim var...
Ne yalan söyleyeyim...
İçim bulanarak izliyorum hepsini...
Bir kız çocuğunun cesedi üzerinde tepiniyorlar.
Pervasız ve yüzsüz bir ısrarla yaptıklarının siyaset olduğunu sanıyorlar...
İnsanların inanç dünyasına, devlete, uzak oldukları kültürel ve sosyal çevrelere kinlerini kusuyorlar...
Narin var mı kalplerinin bir yerinde?
Hayatlarını biliyorum; yaşarken Narin'leri hiç umursamayanlar şimdi umursuyor olabilirler mi?
***
Geçen gün gördüm, sosyal medyaya "Malum karanlık zihniyetten Narinleri kurtarmalıyız" diye yazmış bizim sektörden biri...***
Bir muhalif (!) gazeteci mesela...***
Ne yalan söyleyeyim...
Üzülmemize bile izin vermeyen...
Öfkemizi bile bulandıran bu manzaradan tiksindim...
İşin fenası şu...
Bu kadar zirvede bir samimiyetsizlik ortasında toplumun giderek derinlerine nüfuz etmeye başlayan yeni tip gaddarlığa odaklanmaya sıra gelebilir mi?
Oysa önümüzdeki en önemli ödev bu...
Gecikiyoruz...
***
NOT DEFTERİ
Ruhunu bir kere satmaya görsün o kişi artık hayatı boyunca iblislerin boyunduruğu altında yaşayacaktı. (JERZY KOSINSKI / Boyalı Kuş)