Modern insanda laf çok...
Sorsan, her şeyi biliyor...
Ona "günümüzde bilginin şeffaflığı"ndan bahsediyorlar, hemen benimsiyor.
Gizemcilikten bahsediyorlar, bayılıyor.
Korkuları pazarlıyorlar; kuyruğa giriyor.
Haz piyasasına müdavim yazıyorlar; hiç itiraz etmiyor.
Lakin putunu; yani "PARA"yı tanımıyor, bilmiyor; bilip görmenin yanına bile yaklaşmak istemiyor.
Eski putperestlerden farkı bu!
Neyin uğrunda köle olduğunu, putunun inşa ettiği mabedleri bilip tanımaktan kaçıyor.
***
Yaşadığımız bütün sıkıntıları...
Giydiğimiz deli gömleğini...
Delirmelerimizi ve bizi uslandıran sopayı anlamanın yolu, günümüzde paranın geldiği hali anlamaktan geçiyor oysa...
Oradan başlamak gerek...
Finanstan...
Ve global finans sisteminden...
***
Şimdi bütün kesimlerin dilinde "
Siyonist sermaye" diye bir deyim dolaşıyor.
Dillere pelesenk olması bile bir gelişmedir; şükürler olsun!
Lakin, ara ara doğrudan şu soruları da sormalıyız...
Günümüzde "
sermaye" ne anlama geliyor?
Üretim geçen yüzyıldaki önemini taşıyor mu, yoksa artık ikincil planda mı?
"Para"nın gerçekliği var mı, varsa neden ibaret?
Birikim denilen şey hala gerçekten bir tasarrufa mı dayanıyor?
***
Dünya nasıl değişti diye mi soruyorsunuz ara sıra...
Şöyle de sorun...
Niye domates, ıspanak, elma, buğday artık hak ettiği kadar para etmiyor artık ama hiçbir cisme sahip olmadan bütün dünyayı dolaşan likit hisselerdeki para büyüdükçe büyüdü?
Varufakis ne diyor: "
Herhangi bir ürünün ticareti hisse senedi ticaretinin yanına bile yaklaşamaz. Büyük hisse senedi piyasası hiçbir devletin kontrol edemeyeceği şeytani bir güçtür."
***
Ha, bir de şu var...
Para, finans deyince herkes başlıyor
gizemli Rotschild hikayeleri anlatmaya...
Oysa gizemsizi de yeterince fena...
Dahası...
Mesela bir şirket var,
Blackrock...
Niye ondan hiç söz edilmiyor?
Düşünün...
Dünya üzerinde dolaşımda olan paranın ( dikkatle okuyun) dörtte biri bu şirketin varlık değerini oluşturuyor.
***
Anlatabildim mi?
Birdenbire mümkün değil tabii...
Daha çok konuşuruz bunun üzerine...
***
NOT DEFTERİ
Senin gibi, var gücümle çırpındım unutmamak için. Senin gibi, unuttum. Senin gibi, ben de avunmak bilmez bir belleğim olsun istedim; gölgelerden ve taştan bir bellek. (M. DURAS / Hiroşima Sevgilim)