Tutkunun bir tutkalı vardır.
Zamanla kurur, çözülür, kopar.
Ama nasıl?
Tam nereden?
Yaşarken açık biçimde fark edemeyiz elbette; ama olaylar şöyle gelişir...
Mesela birine bulaşıcı neşesi ve yaşama sevinci yüzünden bağlanırsak, neşesini kaybetmeye başlaması mahveder bizi; yavaş yavaş onun melankolisine katlanamaz hâle geliriz.
Mesela sevdiğimizle aramızdaki tutkal onun cesur duruşu mudur? Ya şimdi korkak birine dönüşmüş gibi mi görünüyorsa gözümüze, eyvah!
***
Lafı uzatmayayım da...
Size sinema tarihinin pek sansasyonel bir aşk hikâyesini anlatayım, ister misiniz?
Çok zaman önce yazmıştım, hatırlayan kalmamıştır...
1940 ve 1950'lerin en gözde yıldızlarındandı
Ingrid Bergman.
İsveçliydi ama
Hollywood ona hayrandı; kısa zamanda birçok filmde oynadı.
Yaşınız kaç olursa olsun...
En azından,
Kazablanka filminden tanıyorsunuzdur Ingrid Bergman'ı...
***
1948 yılıydı...
Ingrid, Hollywood'da bir sinemada
İtalyan yönetmen
Rossellini'nin "Roma, Açık Şehir" filmini seyretmiş, çarpılmıştı.
Film, savaş sonrası
Roma'yı; bir parça ekmek için fırınlara saldıran insanları, kadınları, çocukları ve onların arasında bu manzaraya hiç aldırış etmeden uygun adım yürüyen müttefik ordularının askerlerini gösteriyordu.
Bu cesur bakışa; Hollywood masallarından uzak bu anlatıma vurulmuştu Ingrid.
Tanıştı İtalyan yönetmenle...
Onun
"merhametine ve gerçekçiliğine" tutkuyla bağlandı.
Evlendiler. Çocukları oldu.
***
Renate Möhrmann'ın
"Bir Aşk ve Ganimet Öyküsü" adlı kitabını okurken
bir yerde takılıp kaldım...
Sicilya'da bir gezidelerken...
Ingrid'le tutkulu aşkı Rossellini'nin karşısına cılız atını öldüresiye döven bir köylü çıkar.
Ingrid, derhal arabadan atlayıp köylünün üzerine yürür. Rossellini ise kılını bile kıpırdatmadan direksiyonda oturmayı sürdürür. (Genç kadına bu olayın kırsal kesimde sıradan bir şey olduğunu nasıl anlatabilirdi ki!) Ingrid, bağırır sevgilisine:
"Bir şey söylesene!" Merhamet duygusuna âşık olup peşinden
İtalya'ya taşındığı adamın hiç sesi çıkmaz...
Möhrmann şöyle yazıyor: "Ansızın yanındaki adama yabancılık hissetti. Gelecekte de benzer görüş ayrılıklarının yaşanacağını anlamıştı."
Ah! O aniden başını kaldıran sinsi yılan: Yabancılık hissi yani...
Tutku, tuttuğu yerden çözülmeye başlamıştı bir kere...
Tabii çok sonra geldi ayrılık.
Ingrid, ABD'deki hayatına geri döndü.