Sevmediğim bir dünya ile yüz yüze, özgür bıraktın beni. Ve bu dünyayı sevmediğimi söyleyebiliyorsam bu, sen artık yanımda olmadığın için... (Kimlik)
***
Gözü "daha yükseklerde bir yerde" olan herkes günün birinde gözünün kararabileceğini hesaba katmalıdır. (Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği)***
Yavaşlığın keyfi neden yitip gitti? Ah nerede geçmişin aylakları? Halk türkülerinin tembel kahramanları neredeler, bir değirmenden ötekine sürüklenip duran, açık havada yıldız palasta uyku çeken serseri tayfası nerede? Kır yollarıyla, çayırlarıyla, harman yerleriyle, doğa güzellikleriyle birlikte onlar da yitip gittiler. (Yavaşlık)***
Hak etmeden sevilmek, gerçek aşkın eksiksiz kanıtıdır. (Yavaşlık)***
Şimdiki zamanı kat ederken gözlerimiz bağlıdır. Çok çok yaşamakta olduğumuz şeyleri sezebilir ve tahmin edebiliriz. Ancak daha sonraları, gözlerimizin bağı çözüldüğünde ve geçmişi incelediğimizde ne yaşamış olduğumuzu fark eder, yaşadıklarımızın anlamına varırız. (Gülünesi Aşklar)***
İnsanın gücü tükenir ve üzerine elini kolunu bağlayan bir yorgunluk çöker. Yorgunluk: Hayatın kıyısından ölümün kıyısına uzanan sessiz köprü... (Ölümsüzlük)***
Yaşamın büyük gizine artık yabancı değildi: Kadınlar güzel adam aramazlardı. Onlar güzel kadınları elde etmiş olan adamları ararlardı. (Gülüşün ve Unutuşun Kitabı)***
Hiç gülmekten kaygılanılır mı? Gerçek gülüşten söz ediyorum, şakadan, alaydan, gülünçlükten öte gülüşten. Gülmek, tatlı ve sonsuz bir sevinçtir, baştan başa sevinçtir... (Gülüşün ve Unutuşun Kitabı)***
İçinde küçüklüğünün yok olacağı bir büyüklüğe ulaşmak istedi. (Bilmemek)***
Hatırlanan geçmiş, zamandan yoksundur. Bir aşkı, bir kitabı yeni baştan okur ya da filmi tekrar seyreder gibi yeniden yaşayamazsınız. (Bilmemek)***
Milan Kundera geçen salı günü dünyadan ayrıldı.