Deprem bölgesi boydan boya enkaz mı?
Evet!
Peki bu enkaz kaldırılır mı?
Evet!
Peki şimdi kafamıza iyice dank eden "kültürel enkaz"a ne demeli?
Kaç gündür ara ara durup...
İçinizden "meğer bizi çoktan yıkıp dökmüşler" demiyor musunuz?
Bu enkazla hesaplaşabilecek miyiz?
Medyada, sokakta, eş dost münasebetlerinde depreme rağmen süren "ruh erozyonu"nu durdurabilecek miyiz?
***
Değerli dostum
Enver Gülşen şöyle yazmış...
"
Ecevit, 17 Ağustos depreminden bir hafta sonra çıkabilmişti ortaya. Ve
titreyen, tükenmiş bir sesle ne kadar bitmiş olduğumuzu göstermişti
adeta. Deprem için yapılan yardımlar
da o dönem ödenmesi epey zorlaşan
memur maaşlarına gitmişti. Yaşı o
dönemi hatırlayacak kadar olanlar net
şekilde bileceklerdir bunu. Ama ben
('biz') Ecevit'e küfretmek, suçlamak
yerine "
Şu an onun yerinde olmak ne zor olmalı!" deyip üzülmüştük. Bir
yıkım olmuştu, ülkemiz büyük bir afetle
yüz yüze geliyordu ve en baştaki kişiyle
hemhal olup yardım etmek istemiştik. Anlamıştık çünkü onu.
Ve elimizden gelen her türlü yardımı hem ülkemiz, hem milletimiz için yaptık. Kınamadık, küfretmedik, oy vermediğimiz hâlde ve üstelik 28 Şubat gibi büyük bir zulmün üstüne Başbakan olmasına rağmen Ecevit'e yüklenmedik. Zira böyle zamanların işi değildi devletin başındaki insanlara yüklenip suçu bir kişinin üstüne atmak..."
***
Şöyle devam ediyor
Enver: "Şimdi "siz"lere bakıyorum da... Yok
Kızılay'da bunlar mı çalışıyor, Atatürk Cumhuriyetinde bunlar mı olacak diyor, yok baraj patladı, yok yanardağ çatladı yalanlarıyla ortalığı bulandırıyorsunuz. Ve en kötüsü de enkazdan çıkarılan her canda sevinciyle ve şükrüyle
'Allahüekber' diyenlere küfrediyorsunuz. Yahu bu insanlar canlarını verecek kadar fedakârlık ediyorlar bir can daha kurtarmak için..." (Bkz. envergulsen.wordpress.com )
***
Tablo bu...
Benim içimden geçen de bu sözler...
Böyle şuursuz, karaktersiz bir 'siz"i hak etmiyorduk...
İnsan acılarını ve vatanını zerre önemsemeden nefret kusanları hiç hak etmemiştik...
Nasıl bu hale geldiniz, kimler getirdi?
Enver Gülşen yazısını "
Anlamıyorum 'siz'i" diyerek bitirmiş...
Anlasak da artık fark etmiyor.
Fena, çok fena!