Dükkân küçük. Dışarıda oturduk, hava buz.
Kokoreçler çok leziz fakat çabuk soğuyorlar, daha doğrusu donuyorlar, hızlı yemek lazım. Eh, dert değil, bu türden atıştırmanın başka bir neşesi var.
İki yarım, iki çeyrek, bir kola, bir su. Çay vermeyi kaldırmışlar. Şimdi yarım dediğimiz de, malum, eskinin çeyreği.
Kasada "Borcumuz ne?" diyorum. "Yuvarlak olsun abi, 300 lira" deniyor.
Gençler, öğrenciler ne yapıyorlar, diye içimden geçiriyorum. Artık dışarıda onların bütçesine göre neşeli yemek var mı?
***
Tabelalara bakarsanız, her dükkânda kuzu kokoreç var. Bir bilene soruyorum; "Ne kuzusu yahu, kuzu yok, hatta et yok ve iyi bağırsak bulmak artık çok güç" diyor.
***
Bana sorarsanız, depresyonun çabuk sonuç veren iki ilacı var: Evde makarna, dışarıda kokoreç.***
Bazı çarşı lokantaları kapı önlerine günlük tabildotlarını yazıyorlar. Mesela şöyle: Yayla çorbası, salçalı ıspanak, peynirli börek, yoğurt. Böyle olunca fiyat düşük kalıyor. Çünkü bir gıdım kıyma bile işi değiştiriyor.***
İyi tanıdığım ve çarşılarında dolaştığım üç, dört semt var. Uzun yıllar boyunca esnafla bağ kurmuş küçük lokantalar, fasulyeciler, köfteciler borç harç içinde kapandılar. Kalanlar da kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Marka olmuş fasulyeciler "ucuz yemek" kategorisinden çıkalı çok oldu; tabakları küçüldü ve en ucuzunda bir tabak kuru 80 lira civarında. Geçenlerde üç masalı bir yer gördüm, kuru 65 lira. Ah İstanbul, ah!***
Bir pastane. Her katında izdiham var. Dışarıdan baktım. Müşteriler tamamen genç kızlardan oluşuyor. Belli ki, müessesenin Instagram'daki havası bin beş yüz...
Menüye baktım; kruvasan üzeri çırpılmış yumurta 117 lira. Vegan tost isterseniz 144 liraymış.
***
Kruvasan dedim de...
Kapısında kuyruğa girilen pek ünlü kruvasancıda bir tuhaflık var. Artık ürünler yanık geliyor, en üst yufka katı taş gibi; tabağa, masaya, her yana kırıntılar halinde dağılıyor. Oysa burayı gazetedeki köşesinde göklere çıkartan Vedat Milor ne demişti? "İyi kruvasanın dışı dağılmaz, fazla kırıntı yapmaz."
***
Aylar önce "Soslu döner dürüm modasında bir bityeniği buluyorum, bizi sos tadına alıştırıyorlar, sonra içinden döneri çıkartacaklar" diye yazmıştım. Öyle oldu. Tanıdığım bir delikanlıya sordum, "Sosun tadı güzelse sorun yok" dedi.