"Sınavdan önce açık açık cevaplarını gösterip anlattığım soruları bile boş bırakmışlar. Tamam! Ders çalışmasınlar, diploma falan almasınlar. Tamam! Yılgınlar, onu da anlıyorum. Ama ne yapmak istiyorlar, ne yapacaklar bu çocuklar, anlayamıyorum artık. Yoruldum."
Bir öğretmen okurum böyle yakınıyordu geçen hafta...
Özel bir okulda görevli bir başka öğretmen ise "bitmez tükenmez bir şımarıklık ve duygularını çoktan kaybetmiş bir sistem var; ben de ondan usandım" diye anlatıyordu.
Peki buralarda bunları konuşuyor muyuz bunları?
Ne gezer!
Oysa konuşmalıyız.
Öğretmenine koridorda çarpıp yere düşüren ve dönüp özür bile dilemeyen öğrenci tipine ne zaman geldik mesela?
Çoktan konuşmalıydık.
***
Her önüne gelen mesela piyasanın ahlaksızlığından bahsediyor...***
Makro siyasete o kadar odaklandık ki...***
Makro politika elbette hayati önemde...
Çünkü ülke yoksa, devlet yoksa...
İnsan nasıl olsun!..
Fakat bir dakika!
"Küçük dünyalarımız"ı da pek küçük sanmayın!
Çok büyük bir ağrılığı vardır ve gün gelir altında kalırız.
Düşünmemiz, konuşmamız gereken ama ihmal ettiğimiz çok şey var.
***
NOT DEFTERİ
Hiçbir şey kendini tekrar etmez. Biz kendimizi tekrarlıyoruz, hepsi bu. ( ERİCH MARİA REMARQUE / Zafer Takı )