"Öğretmenler odasına girince öğretmen arkadaşlarım hemen seslerini kıstılar, sonra sustular.
Zamanla Tanrı fikrinin unutulacağını, dinlerin zamanının dolduğunu konuşuyorlardı. Daha ilk tanıştıklarında gerici olduğuma kanaat getirdikleri için onları yargılayacağımı düşündüler.
Her günümüz böyle geçiyor...
Öğrencilerim de bir felsefe öğretmeninin 'Elhamdüllilah Müslümanım' demesine bir türlü akıl erdiremiyorlar. Herhalde nihilizmi yakıştırıyorlar bana...
Okullarımızdaki durum bu."
***
Bizim "okumuşlar"ımız hiç değişmiyor işte!
Meftunu oldukları Batı'dan bile farklı ve ileri bir noktaya ulaşmış İslamofobi...
Gülünç ama hepsine "bilgin" gözüyle baktıkları Batılı sıradan bir ateistin bile kalkışmayacağı kadar
radikal bir din karşıtlığı...
Ha! Bu köpüğün altında ne var derseniz?
Çamur...
Yani
halktan, sade insandan hızla uzaklaşma arzusu var.
Ülkesinden nefret ve tiksinti var.
Baştan ayağa sınıfsal bir çırpınış...
Yukarıdaki sözler bir öğretmen ahbabımın geçen gün anlattıkları...
Bu öğretmenlerin yetiştirdiği çocukları düşünün...
Geçenlerde bunlardan biri twitter'da "beyni hurafelerle böceklenmiş çocuklarınızı eğittiğimiz için bize minnet duymalısınız" diye yazmıştı.
Öyle de küstah bir kibir...
***
Yıllardır
okumuşlarımızın bu hastalıklı halleri üzerine
yazıp duruyorum.
Daha da yazarım.
Hiç geçmiyor çünkü...
Bir vakit genç bir adam yazılarımı yazdığım çay bahçesinde "müsaitseniz bir şey sorabilir miyim" demişti.
Sonra karşımdaki sandalyeye tedirgin biçimde oturup "
sizler hep klasikleri okumamızı tavsiye edersiniz; Dostoyevski'yi okumaya çalışıyorum ama çok dindar biri; sürekli Hristiyanlık tartışıyor, niye?" diye sormaz mı?
Tam bu sözler, eksiği fazlası yok...
Gülmüştüm.
Bizim koskoca edebiyat eleştirmenlerimizin de okurlarından
Dostoyevski'nin koyu bir Ortodoks olduğunu saklamaları aklıma gelmişti.
"Din hayatın ta kendisi değil mi, seni ne rahatsız etti?" dedim.
Sıkıldı çocuk tabii, nedenini kendi de bilemiyordu. Gördüğü eğitim bu tepkisini neredeyse "
refleks" haline getirmişti.
***
Şimdi küreselci ideolojiden de destek alıyorlar ya...
Rahatça atıp tutuyorlar:
Dinlerin zamanı doluyormuş... muş...
Demek ki, yakında yaşayıp göreceklerine çok şaşıracaklar!
***
AYNA
Toz, göğe de yükselse, yine de tozdur. ŞİRAZLI SADİ