Amsterdam Havaalanı'nda giriş kapısından güvenlik aramasına kadar uzayan kuyrukta iki buçuk saat bekliyorsunuz...
Onu geçtikten sonra bir de pasaport kuyruğu var, malum.
Bir ahbabım, "Uçağa bindiğimde bir daha seyahate çıkmama kararı aldım, bu eziyet çekilecek şey değil" dedi.
Benzer durum İngiltere ve Almanya'daki havaalanlarında da var.
Yetkililer "yetersiz personel sorunu" diyorlar ama açıklamaları tatmin edici olmuyor.
Çünkü bir yola girildi, geri dönülemiyor...
Ve sanki sistem pandeminin başladığı zamanlardaki gibi alttan alta "Seyahat etmeyin, hava ulaşımına ne gerek var" mesajı veriyor.
İki yıl önceki gibi yani...
Bakmayın pandeminin bitmiş görünmesine!..
PLANDEMİ tıkır tıkır yürüyor.
***
"Yeni normal deyimini benimsememek gerek" diye yazıp durmuştum hatırlarsınız...***
2020'den bu yana girdiğimiz yolu ve değişimi anlamak için sorgulayarak ilerlemek zorundayız.
Mesela siyasetteki sol ve sağ ayrımlarının geçmişle bir bağı kaldı mı?
Bu etiketler sersemletmekten başka işe yaramıyor artık.
Alın solu ve solcuları...
Emek nedir diye bir kez bile sormamış, emekçilerin halini hiç bilmeyen adamlar sonunda küresel oligarşinin entelektüel hamalları oldular.
Küreselci proje "cinsiyetsiz" ve "geleceksiz" bireyler istiyor ve bu hedefe yönelik geçiş aşamasında sol hareketlere LGBT propagandası yaptırıyor.
"Aşırı sağ" terimine gelince...
Hiç öyle Mussolini'ye bağlayarak falan anlayamazsınız.
Daha dün normal sayılanı bugün anormal ilan edenlere direnmeye "sağ" desen ne olur, demesen ne olur?
***
NOT DEFTERİ
Hep bir yere yerleşmek istedim. Peki ama neden hep yollardayım? (TEZER ÖZLÜ / Eski Bahçe, Eski Sevgi)