Öylesi böylesi yok...
Lafları döndürüp durmanın da faydası yok!
ABD'nin bizimle ittifak ilişkisinin içini yıllar içinde adım adım boşalttığını biliyoruz.
Artık yeni bir evredeyiz
Yunanistan, Güney Kıbrıs, Kuzey Suriye...
Buralarda yaptıklarına şimdi Ermenistan'ı da eklemeyi planladığı açık.
FETÖ konusunu, ambargoları, engellemeleri, gözdağlarını...
Ve AB'deki "Amerikancı"ları kılçıksız Türkiye düşmanları haline getirme çabasını da eklersek...
Şu an...
ABD'nin bize yaptığı hem fiili, hem de psikolojik harp nitelikli bir kuşatmadır.
Washington, Türkiye'yi yeni "öteki"si yapmaya kararlıysa...
Çok sert, çok ciddi bir kavşağa doğru yaklaştığımız açıktır.
***
NATO üyeliğimiz anlamlıdır, iyi bir diplomatik maniveladır, güçler dengesi açısından faydalıdır.***
Henüz Yunanistan dev bir ABD üssü haline getirilmeden önceydi...
2017 yılında "Kuşatmayı kırmak" başlıklı yazımda belirtmiştim: "Çeşitli darbe girişimleriyle içeriden yıkamadıkları Türkiye'yi en küçük bir detayı bile eksik etmeden dışarıdan kuşatmaya başladılar."
Şüpheniz olmasın ki...
Bütün bunlara "içeriden" kuşatmayı da eklemek için çalışıyorlar ve çalışacaklar.
Kültürel ve siyasi gelişmelere çok dikkat etmek gerek.
Sürekli "milli" kelimesini kullanmamız milli bilincin gelişmesine yetmiyor, yetmez.
Muazzam bir rahatlıkla "Rumlar öyle meze yapar ki, Kıbrıs'ı veresin gelir" diyeni el üstünde tutan geniş bir kesim olduğunu unutmamalı!
Ve tabii bütün hayalleri Kaliforniya'da sörf yapmak üzerine kurulu "özel okul" çocukları yetiştirdiğimizi de hesaba katmalı...
***
NOT DEFTERİ
Biz olmayı başarıyor isek bunun sebebi, yalnızca başkalarının bizi başkalaştırmak için giriştikleri faaliyetleri kökten ve kalben reddedişimizdir. (FRANTZ FANON / Yeryüzünün Lanetlileri)