"Portekiz'in insanlarının DNA'larına işlemiş tarihsel başarı kültürünü şimdi takımına taşıyor."
Bu lafı işitince TV'nin sesini açıyorum. TRT Spor'un sevimli bir çokbilmişi var, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jorge Jesus'u anlatıyormuş meğerse...
"Portekiz'in dünyanın keşfine yaptığı katkıları unutmayalım, dünyanın her yerine ulaştı adamlar" diyor.
Oğlum, diye bağırıyorum kendi kendime, o dediğin sömürgecilik hırsı; dünyanın her yerine ulaşmadılar, sömürge yaptılar.
Futbol yorumuna entel-kültürel sos işi buralara kadar gelmiş demek ki!
Yıllardır "Okullara sömürgecilik dersi koyun, gençlere Batı'nın zenginliğinin arka planını öğretin" diye boşuna yırtınmıyorum işte!
***
"Yeni Dünya Düzeni" dediğiniz şey var ya, nasıl bir şey diyorlar...***
Ne ilginç değil mi?..***
Nasıl bir dijital iletişim dünyasında yaşıyoruz?***
Geçmişteki eylül yazılarıma baktım. Birinde şöyle demişim: "Bedeni coşkuya, ruhu tembelliğe sürükleyen ayların ardından eylül yavaşça gelip içimize yerleşir. Artık hayatın ölüm, ölümün hayat karşısında saygıyla eğilme vakti yaklaşmıştır. Hazırlanmak gerekir."