Ukrayna'dan Gazze'ye kaçmışlar...
Ukraynalı Victoria'nın Filistinli eşi İbrahim Saydam, gazetecilere diyor ki: "İsrail'in saldırıları sırasında duymadığım siren seslerini orada duydum."
Aslen Gazzeli olan ve ailesinin ömrünün yol denetimlerinde geçtiğinden emin olabileceğimiz İbrahim şunları da anlatmış: "Ukrayna'dan çıkışımız da zordu. Romanya sınırına gelinceye kadar kontrollere takıldık."
Bak sen!
Victoria ile İbrahim, Gazze'deki evlerinde pozlar da vermişler...
Eşyalara baktım, pencereye, perdelere...
Ben öyle bir pencere görüntüsü hatırlıyorum Gazze'den...
Ama şöyleydi..
İsrail uçaklarından atılan bombalar yüzünden camlar uçmuş, perdeler dışarı sarkıyor, eşyalar harap...
***
Bu lafları büyütüp haber yapan medyanın ciğerini biliyoruz, tamam da...***
Şöyle bir "dünya" var...
Özellikle Batı medyasında cümlelere hep böyle başlanıyor: "Dünyanın Putin'e cevabı, dünyanın krize cevabı, dünyanın pandemiye cevabı..."
Neresi bu dünya?
Son 40 yılda hızla artan sosyal eşitsizlik içinde sürekli eriyen sınıflar ve ulusların krizlere, savaşlara, salgınlara "cevap verecek" hâli var mı?
Geçiniz...
Kim bu cevap verenler; bu "dünya" hangi dünya, bana onu söyleyin!
***
MODERN TIBBIN DERDİ
Modern tıp, bedeni tahlillerle kuşatıyor, sayılara dönüştürüyor...
İnsanın ruhsal/moral özelliklerini geçtim, biyolojik yapısını bile "sınır seviyeler"e indirgiyor.
Geçen gün Osman Müftüoğlu'nun yazısına göz attım;
Alzheimer'a karşı tavsiyelerini sıralamış...
"D vitamininizi 50-100 aralığında tutun; insülininizi 5'ten, HbA1'inizi 5.5'ten düşük tutun. Açlık kan şekeriniz 90 civarında olsun; hipertansiyondan korunun. Her yaş için 12/8'in altını hedefleyin..."
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Sonuç?
Diken üstünde bir bilinç ve biyokimya tablosuna dönüşen bir beden...
Böyle sağlıklı olunabilinir mi?
Lakin, modern tıbbın derdinin de sağlık olduğu artık şüpheli.