Yazımın başlığı Sagopa Kajmer'in bir şarkısından...
Lakin gerçekten dünya yerinde durmuyor artık.
Zaman çok hızlı...
Ne dersiniz?
Bizim çok ama çok dar medyatik gündemimizi bırakıp çevremizde tur atmayı sürdürelim mi?
***
Şu sıra birçok yabancı yorumcu "Yoksa Batı ülkeleri Ukrayna'yı harcayacaklar mı?" diye düşünüyor.***
Berliner Zeitung'a göre bazı bilim adamları önce yan etkiler üzerine bir rapor oluşturup sonra da Prof. Uğur Şahin'e bir açık mektup yazıp "Aşınızın rengi neden seyreltilmiş siyah, yani gri renkte?" diye sormuşlar.***
Pek uzak durduğumuz ve ancak başımıza geldiği gün kabule yanaşacağımız gelişmeler de var elbette...
2030 sonrası kritik...
Avrupalıları düşünün...
Fosil yakıt kullanan arabalarını terk etmeye yavaş yavaş gönül indirdiler.
Şimdi evler de beyaz eşya gibi enerji tüketimine göre sınıflandırılacak; demode kalan binalarda oturulması yasaklanacak; satılması ve kiralanmasına izin verilmeyecek.
AB bunun için bir komisyon oluşturdu.
Üstüne üstlük, Avrupa'da en az 20 milyon çalışanın önümüzdeki dönemde iş değiştireceği veya devletten geçinmeli hale geleceği de biliniyor.
Sonuç...
Kabak önce Avrupalıların başına patlayacak; insanlar işlerini, otomobillerini ve evlerini kaybedecekler.
Zenginler mülk üzerine mülk edinirken, kitleler mülksüzleşecek.
Üç dört yıl önce bunları iddia edenlere "komplocu" deniyordu.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz