Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Turbo-feodalizm

Yaşadıklarımızın geçen yüzyıldakine benzer krizler olduğunu düşünüyor, siyasal perspektifinizi böyle oluşturuyorsanız...
Kapitalizm bildiğimiz kapitalizm, para hep bildiğimiz para, "gerçeklik" algısı hep aynı sanıyorsanız...
İnsan ilişkilerinin dahi kökünden değişmeye zorlandığını düşünmekten kaçınıyorsanız...
Şu köşecikte vaktinizi harcamayın, derim.
Ha! Yoksullaşma ve yoksunlaşma hep bildiğimiz gibi kalacak, depresyon da, endişe de kaldığı yerden sürecek derseniz, doğru ama ayrı konu...

***

"Pandemiyle geçen iki yıl, para düzeninin tamamıyla bir oligarşinin elinde olduğunu kanıtladı.
En fazla yirmi kişiden oluşan bu oligarşi her şeyden para kazandılar; insanların işlerini kaybetmeleri, sağlık sistemlerinin sarsılması bile onların kazancını artırdı.
Sistemin bugüne kadarki işleyişini de değiştiriyorlar artık.
Merkez bankalarına sürekli para bastırdılar, devletlerin yeni basılmış para dağlarının altında ezilmesini hiç dert etmediler, çünkü o paralar da kendi kasalarına gitti.
İnsanları çok önemsiyormuş gibi yapmalarına da inanmayın...
Glasgow'da siyasetçileri bir araya getirip iklim problemini konuşturdular, hatta 130 trilyon doların insanlığın hizmetine verileceği gibi palavralar bile attılar ama ne oldu, bir haftada unutuldu hepsi..."
Bu okuduklarınız (görüşlerini her zaman değerlendirmeye değer bulduğum) Siriza'nın eski maliye bakanı, ekonomist, düşünür Yanis Varufakis'in yılbaşı mesajından mealen bir kenara not ettiğim sözler...

***

Varufakis'in bir süredir her fırsatta dillendirdiği ve buraya kayıt düşmek istediğim asıl tezi şu: "Bu artık kapitalizm değil. Kapitalizm hâlâ yaşıyor ama içinden yavaş yavaş yeni bir feodalizm yükseliyor."
Varufakis "turbo-feodalizm" adını veriyor buna...
"Oligarşinin artık demokrasiye falan da ihtiyacı yok" diye vurguluyor:
"Seçimler zaten onların rejimini meşrulaştırmaktan başka bir şeye yaramıyor."
Bunlar bizde hâlâ sözü edilmeyen meseleler.
Ama üzerimize doğru gelen çığı anlamak için çok vaktimiz yok, malum.
Sonra yine yazacağım, konuşup tartışacağız.

***


NOT DEFTERİ
Kolumdaki bu saat var ya, ondan ölesiye nefret ederim. Hiç geri kalmaz çünkü. Beni bu hale getiren odur. Biraz geri kalsaydı, bazı belaları, geciktiğim için savuşturabilirdim. (ŞULE GÜRBÜZ / Kambur)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA