"Masayı ortadan kaldırdık da şimdi evin neresine koyacağımızı bilemiyoruz" diyor baba...
Arkadaşım...
İki yıldır uğramamıştım evlerine.
Salonu baştan aşağı değiştirdiklerini sanıyorum ya, "Yok, sana öyle geliyor" diyor; "Sadece yemek masası gitti!"
Neden?
Canı sıkılarak anlatmaya çalışıyor...
"Ailecek birlikte oturup yemek yediğimiz zamanlar bitti işte! Ne kız ne de oğlan bizimle yemiyor, ya dışarıda işlerini görüyorlar ya odalarında. Zaten mutfağı içecekleri için kullanıyorlar, pandemiden beri hep dışarıdan yemek söylüyorlar, laf dinletemiyoruz."
Sonra mırıldanıyor: "Dördümüzün aynı anda ekrana baktığı günler desen, çoktan bitti! Aile olmak artık böyle bir şey..."
***
Her davranış tercihi kendi yaşam biçimini de beraberinde getiriyor...***
O halde...
Düşünmeye başlayalım...
1938, 1980, 1990, 1994 "ruhları" çözüm olabilir mi bu yepyeni hale?
Hâlâ "muhafaza" edebildiğini sanan bir muhafazakârlık...
Hâlâ "ilerleme"ye inanan ama "biraz da geri gitsek iyi olacak" diye düşünen amorf bir solculuk...
Bütün bunlar gelmekte olan dünyaya çare olabilirler mi?
Pandemi çok sert bir tetikleyici oldu.
Ama en başta yetkililer...
Kimse bu gerçekle hesaplaşmak istemiyor sanki...
Oysa tetik çekildi.
Hayatımız değişiyor.
Peki "insan"lığımızı ve değerlerimizi nasıl savunacağız?
Gözlerimizi kapatıp hayal kurarak, eskiyle oyalanarak ve olup bitenleri inkâr ederek mümkün mü bunu yapmak?
***
NOT DEFTERİ
Kimsin sorusunun sorulması, insanı bir an için de olsa başka biri olabileceğine inanmaya sürükler. (ZYGMUNT BAUMAN / Kimlik)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz