Diyorlar ki...
Kılıçdaroğlu bürokratları tehdit etti...
Bana kalırsa, derdi başka...
Çünkü bilen bilir.
Bilmeyen bir AK Parti galiba, benim de ona aklım ermiyor ya, geçelim.
Şöyle anlatayım...
Geçen gün önemli bir bakanlığın çalışanıyla ayak üstü laflıyorduk...
"Şu an bir seçim yapılsa, bizim kurumdan hükümet iktidar çıkamaz, zaten Erdoğan'ı hakkıyla savunan bürokrat gördüğümde şaşırıyorum" dedi.
Bu lafları uzun yıllardır her resmi kurum için duyarım, gözlemlerim de doğrulamıştır.
Sizin de benzer deneyimleriniz ve bilgileriniz vardır, eminim.
Çok mu sert oldu bunu söylemek?
İyi de...
Tarihsel, sosyal, politik gerçekler, ceket ilikleyip kafa sallamak veya akrabanı işe sokup sırtını ona yaslamak kadar "soft" şeyler değildir.
Gerçek hep acıtır, özellikle de sırtından sırtından...
***
Şimdi gel de hatırlama...***
Sadede geleyim...
Dünya çok zor, çok farklı bir dönemden geçiyor.
Kışın işler daha da sertleşecek.
Dünya böyleyse...
Türkiye yeni global zorlukların at koşturduğu bir atmosferin ne kadar dışında kalabilir?
Kalamaz...
"Sade insan"ın dertleri büyüdükçe büyüyor.
Toplumun üzerindeki yük ağırlaşırken, devlet güvenlik sorunlarıyla boğuşurken...
Kılıçdaroğlu'yla mı uğraşacağız?
Bu "takıntı" artık son bulmalı!
Harcanan enerji ve vakte yazık!
***
NOT DEFTERİ
Yakından bilmeyince aldanırsın... Aldanmak istersen, bildiğini bilmezden gelirsin! (KEMAL TAHİR / Kurt Kanunu)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz