Serin sabah rüzgarı Adriyatik'ten iyot, tuz, yosun kokusu taşıyor.
Ev sahibim Filippo'yla kanal kıyısında oturmuş sabah kahvelerimizi yudumluyoruz.
Filippo işaret parmağıyla Santa Maria Della Salute bazilikasını gösterip "Biz Venedikliler İsa'nınkinden çok Meryem dinine bağlıyız" diyor.
Çok çarpıcı bir söz...
***
Bu sözün arkasındaki hikaye
1630 yılının yaz başında patlak veren Kara Veba salgınında yatıyor.
100 bin nüfuslu şehirde 46 bin kişi ölüyor; karantina
Venedik Cumhuriyeti'nin ekonomisini ve gücünü sıfırlıyor.
O günlere kadar başta para olmak üzere her türlü iştaha kapılmış Venedikliler dua etmekten başka çareleri olmadığını anlıyorlar.
Venedik senatosu veba durduğunda Hz. Meryem onuruna bir kilise inşa etme kararı alıyor.
Karardan kısa süre sonra veba şehri birdenbire terk ediyor.
Mimarisi başka hiçbir kiliseye benzemeyen
Santa Maria Della Salute'nin inşasına hemen başlanıyor.
Salute, hem bir selamlaşma nidası, hem de "
sağlık" demek...
***
Şimdi neden bunları hatırlayıp da anlattım, derseniz..
Malum, pandemiden söz edilirken sürekli tarihe de atıf yapılıyor, eski veba salgınlarıyla benzerlikler kurulmaya çalışılıyor.
Bu doğru ve tutarlı bir akıl yürütme mi emin değilim?
Çünkü daha önce hiçbir salgın bugünkü gibi globalleşmiş, bütün toplumların maddi olarak iç içe geçtiği bir ortamda ortaya çıkmamıştı.
Ama şu soru bizi çok ilgilendiriyor?
Pandemi eninde sonunda gider ama
ekonomiye, sosyolojiye, yaşam tarzlarına yaptığı etkinin izleri kalır.
Peki inanç dünyasında neler olur?
***
İşte zurnanın zırt dediği yerlerden biri bu...
Pandemiyi kaldıraç olarak kullanan "
Yeni Dünya Düzeni" plancılarının
küresel bir din söylemi peşinde olduklarını da biliyoruz.
Bu "
adamlar" tarihi biliyorlar çünkü.
Mesela bazı tarihçiler "Veba olmasaydı Roma inançları yıkılmaz, Hristiyanlık hakim din olmazdı" derler ya, bunu biliyorlar.
Yine
Avrupa'daki veba dalgalarının Katolik kilisesini sarstığını ve hem Rönesans, hem de Protestanlığın doğuşunda bu olayın da rol oynadığını biliyorlar.
Ve tarihe müdahale edebileceklerini düşünüyorlar.
***
Yerim yok, dallı budaklı anlatamam...
Ama sonuç olarak...
"
Global 28 Şubat" atmosferiyle pandemi sonrasında
insanların inanç dünyalarıyla oynama planı arasında bağ kurmaktan kendimi alamıyorum.