Eskiler, "Aşureye ne katarsan kat, gönlünü ve duasını katmıyorsan tadı olmaz" derlerdi.
Orası kesin!
Yine eskiler, aşure "Ya on ya da yedi malzemeden yapılır" diye ısrarlıydılar.
İşin o yanını unutmak mı gerek acaba?
Aşure malzemesi için markete gidenler çıkışta hemen fark ediliyorlar.
Neden mi?
Çünkü gözleri fal taşı gibi açılmış halde market fişlerine takılı kalıyorlar.
Kayısı kurusu ve çiğ bademin fiyatlarını biliyor musunuz?
Bunları öğrenip üzerinde durmanın zamanı gelmedi mi?
***
Eczacım soruyor: "Taliban'ı Afganistan'a getirenler şimdi pişman mıdır abi?"***
Genç bir ahbabım var...
Son zamanlarda iklim sorunlarına karşı tek başına savaşıp kazanacağını sanan bir militana dönüşmeye başladı.
Elektrikli araba alma hayallerini anlıyorum.
Ama cebine indirdiği uygulamadan ikide bir "kişisel karbon ayak izi"ni takip etmesine gülüp eğleniyorum ya, bundan hiç hoşlanmıyor.
Dünyanın gidişatının bunlardan hiç etkilenmeyeceğini söylememe izin vermiyor.
Kendisi gibi milyonlarca insan bu dikkati gösterse bile durumun değişmeyeceğine inanmıyor.
Geçen gün laf arasında, "Çin'in yıllık karbondioksit salımını biliyor musun, tam 11 milyar ton" dedim.
Sonra sordum: "Vazgeçer mi Çin bundan?"
"Geçmez" dedi üzgün bir halde; "Çin olmaktan çıkar o zaman."
ABD'nin karbondioksit üretiminin de beş buçuk milyar ton civarında olduğunu belirtip "Söyler misin, kim kimi yiyor, insanlar neden global medya kampanyalarıyla aldatılıyor?" diye sormak istiyorum ama susuyorum.
Şimdi pişmanım...
Belki de gerçekten öğrenmeye başlaması için moralinin bozulmasını göze alması gerekiyor.
***
AYNA
Dünyaya gönlünü tam bağlama. Zira zamanı geldi mi sen istemesen de o ayrılıp ilgisini kopartır. (ŞİRAZLI SADİ)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz