Daha önce bebek pudralarında kullandığı maddeler yüzünden üst üste davalara konu olan Johnson & Johnson firması şimdi tazminata mahkûm edilip satışlarını tamamen durdurdu. Bu pudralar onlarca yıl çok yaygın biçimde kullanılmıştı. ABD'de bu pudralar nedeniyle kansere yakalandığını iddia edenlerin açtığı 2 bine yakın dava sürüyor. Firma ise ürünün emniyetli olduğunu iddia ediyor. Bu arada Johnson & Johnson meşhur güneş kremlerini de tezgâhlardan çekti.
Ha, unutmadan! Bir ilaç devi olan firmanın Kovid-19 aşısı ABD'de 12. 8 milyon kişiye uygulanmış ama pıhtılaşma etkilerinin yüksekliği nedeniyle uygulanmasına ara verilmişti.
Ne dünya ama değil mi?
***
"DSÖ'nün başındaki adam küreselci oligarşinin kuklasıdır" diyorduk ama pek inandıramıyorduk. Anlaşılır nedenlerle, "Çin'in adamı" tezi daha baskın çıkmıştı. Ama Biden gelip de Şi Cinping ile küreselcilerin arası açılmaya başlayınca, DSÖ Başkanı Ghebreyesus'un dili de çözülmeye başladı. Önce virüsün Vuhan'daki laboratuvardan sızdığı iddiasına alttan alta destek verdi, şimdi de açık açık Çin'i elinde tuttuğu bilgileri sakladığı için suçluyor. Çin umursuyor mu? Hayır! Küreselci oligarşinin kendi ticaret kapasitesi ve iştahına eninde sonunda mecbur kalacağından emin. Böyle giderse, yeni DSÖ başkanlık seçiminde daha sadık(!) biri için lobi yapacaktır.***
Dünyayı dehşete düşüren hastalıklar sonra ortadan kayboluyorlar mı?.. Bu soruya verilecek hızlı cevap belli: "Evet!" Ama bu aynı zamanda yanlış cevap... Mesela AIDS'i alalım. Sokakta kime sorsanız, hastalığın bittiğini söyler. Çünkü o eski medyatik patırtı ve dehşet duygusu bitti, bitirildi. Yoksa hastalık bitmiş değil. Şimdi dişinizi sıkın ve rakamı dikkatle okuyun: Bugün, dünya genelinde en az 38 milyon kişinin AIDS'le mücadele ettiği düşünülüyor... Malum, AIDS'in tanımlanmasının üzerinden 40 yıl geçti ama hastalığa sebep olan HIV virüsünü etkisiz bırakacak aşı henüz üretilemedi.***
Hastalık deyince aklıma Susan Sontag'ın şu sözü geldi: "Hastalıklar üzerine kullandığımız mecazlar beş para etmez. Gerçekten hasta olan insanlara, hastalıklarının adının 'kötülük timsali' olduğunu tekrarlayarak yardım edilemez." (Metafor Olarak Hastalık)***
Son zamanlarda müzik dinlemekten çok şehrin seslerini müzik gibi dinlemeyi seviyorum. Görme duyumuzun gücü dinlenecek ne çok şey olduğunu unutturuyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz