Biliyorum, gönlümüz razı gelmiyor...
İnsan, CHP seçmeninin az çok tutarlı ve "buraya özgü" bir toplum tasavvuruna sahip olduğunu düşünmek istiyor.
İnsan tabanın tepedeki Kılıçdaroğlu kadar "dalgalı" ve Kılıçdaroğlu'nun arkadaşları kadar "ecnebi" olmadıklarına inanmak istiyor.
Tamam!
Ama sosyal körlük gibi bir şey bu...
Toplumu ve geleceğini anlamak açısından tehlikeli bir körlük...
Merak ediyorum; daha nereye kadar kendimizi kandıracağız?
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Geçen haftalarda baktım...
***
Türkiye'nin bütünlüğüne ve çıkarlarına karşı kayıtsız duruşun zemini CHP'nin seçmen kitlesidir...***
Bir de "yıllanmış" gerçekler var tabii...
Mesela "Benden yana olmayana öğretmen demem" tavrı aslında CHP seçmeninin kafede, mutfakta, iş yerinde, yazlıkta durmadan dile getirdiği bir tutumdur.
Nefret ve hakaret dilinin Meclis'e kadar taşınmasına şaşırıyor musunuz?
Elbette o dil Meclis'e hiç yakışmadı, eski CHP'lilerden görmeyeceğimiz şeyler...
Ama CHP tabanının başka bir dil kullandığını da sanmayın sakın!
Uzun lafın kısası...
CHP tavanıyla tabanı arasında "farklar" üretmeye çabalamayı (bütün iyi niyetine rağmen) yanıltıcı buluyorum.
Son kez not düşmüş olayım.
***
NOT DEFTERİ
Ne zaman savaşıp ne zaman savaşmayacağını bilen kazanacaktır. (SUN Zİ / Savaş Sanatı)