Şimdi pek kullanılmıyor...
"Sigorta acentesi" terimi bile yavaş yavaş sahalardan çekiliyor.
Eskiden çarşıya, pazara, hana girdin mi tabelalarda görürdün...
Acente...
Şunun acentesi, bunun acentesi...
Çok şey anlatırdı bu kelime.
Çünkü büyük ve genellikle de yabancı bir şirketin Türkiye'deki, şu şehirdeki, bu semtteki, o çarşıdaki "acentesi" olunuyordu.
Tam tanımı şöyle: "Bir başkası adına, onun vekili olarak iş gören kimse."
Latince kökeni "agens", yani bildiğimiz "ajan" aslında...
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bir de "distribütör" var, malum.
***
Ee, bunları niye mi yazdım?***
Silahlı kuvvetlerimizin en atak, en güçlü çıkışlar yaptığı bir dönemde...
Askeri sanayimizin bütün dünyaya parmak ısırtmaya başladığı bir dönemde...
Doğrudan orduyu hedef alacak kadar pervasızlaşmaları neden sanıyorsunuz?
Gözleri o derecede karardı.
Çünkü hepsine acentelikleri hatırlatıldı.
İradeleri çoktan küreselci merkeze bağlanmış durumda...
Ruhları Akdeniz'de insani yardım taşıyan şilebimize baskın yapan Alman savaş gemisinin komutanlarına teslim..
***
NOT DEFTERİ
Savaşı, ne zaman savaşıp ne zaman savaşmayacağını bilen kazanır. Savaşı, elindeki zayıf gücü de kuvvetli gücü de nasıl kullanacağını bilen kazanır. Savaşı, ordusunun bütün kademelerinde aynı canlılığı taşıyan kazanır. (SUN Zİ / Savaş Sanatı)