Gündem çok dolu olunca...
Kafamız boşalıyor.
Mesela merak ediyorum...
Pandemi ortamının izole koca bebekleri olarak elimize tutuşturulan sosyal medya biberonlarının totaliter yapısını hiç konuşmayacak, her şeyi akışa mı bırakacağız?
Ya akış berrak sulara değil de, bataklığa doğruysa?

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Tamam!
Çoğunluk zaten "terbiye" edildi;
Covid-19 haberleri konusunda aykırı ses duymaktan hoşlanmıyor, dolayısıyla Facebook, YouTube, Twitter o konuda sansür uyguladığında pek aldırılmıyor.
İyi de adamların ABD Başkanlık seçimine de açık açık müdahale ettiklerinin farkında değil misiniz?
Mesele Trump, Biden meselesi değil!
Mesele sansürcü kararlılık.
Bunun farkındaysanız, hiç değilse içinizden "yuh" deyip isyan edin!
O da bir şeydir, ruhu diri tutar.
Zaten gerisi (yani tek tek insanlar) o platformların da, dünyanın gidişatının da umurunda değil...

***

Düşünsenize...
Biden'ın aleyhine doğru düzgün haber çıkartamıyorsunuz sosyal medya platformlarında...
Facebook kısıtlıyor (Zuckerberg de "ortada"ymış havasını buraya kadar verebildi), Twitter ise paylaşılmasına hiç izin vermiyor.
Ee, hani pek özgür ve özgürlükçüydüler?
Meğer nasıl palavraymış!
Şunu da sorayım...
Çin'in ve Rusya'nın kendi sosyal ağları totaliter, tamam da, bunlar neymiş peki?
Bunları özgür sanma tercihimiz bize "kölelik"lerimizin rengi hakkında çok şey anlatmıyor mu?

***

Pandemi konusunda Twitter ve YouTube kısıtlamalarına gelince...
Diyelim ki, pandemiyi ciddiye almayanların fikirlerini özgürce dile getirmelerine izin vermiyorsun, global sağlık için tehdit olarak değerlendiriyorsun...
Anladık!
Ama AB'nin en üst düzey sağlık kuruluşu temsilcileri veya yüzlerce hekim ve virologdan oluşan yapılanmaların Dünya Sağlık Örgütü'nün politikalarını eleştiren açıklamalarını kısıtlarsan, buna ne denir?
Fikir özgürlüğü, bilimsel berraklık, haberleşme hakkı denmeyeceği açık.

***

Sonuç?
Aklımızı başımıza toplamamız gerek.
Fakat aklımız başımızda mı, şüpheli.
Z Kuşağı mı?
Ne yapsın çocuklar!
TikTok, Twitter, YouTube, Facebook ve benzerlerini kendilerine "hayat" yaptılar.
Pandemi de bunu iyice pekiştirdi.
Bu düzenin dışına çıkmak, onlar için ölmek gibi bir şey.
Kayıp çizgisi tam buradan başlıyor işte!