Putin...
Rusya Federasyonu'nun demir yumruklu devlet başkanı...
Azerbaycan'ı ve Ermenistan'ı ateşkes masasına çağırınca geliyorlar elbette...
Ama üzerinden birkaç saat geçmeden Ermenistan ateşkesi bozuyor.
Hem de uzun menzilli füzelerle sivilleri vurarak...
Bu aslında Putin'i de vurmak anlamı taşıyor.
Neden?
Ve nasıl oluyor da bu kadar pervasızca yapıyor bunu Paşinyan?
Çünkü Ermenistan'da ipler ABD bloku tarafından ele geçirildi? Benzer bir operasyonun Bakü'de olma ihtimalini Aliyev-Türkiye işbirliğinin önlediğinden emin olabilirsiniz...
Çünkü (geçenlerde başka bir vesileyle vurgulamıştım, hatırlarsınız) ABD ve Çin zaten her yolla Rusya'ya mesaj gönderiyorlar.
Ne o mesaj?
Şu...
"Bu kavga bizim aramızda, sen artık kutup olamazsın, aradan çekil!"
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Mike Pompeo dikkatle takip edilmesi gereken biri...
Görev tanımı belli...
ABD Dışişleri Bakanı.
Trump'ın bakanı yani...
Fakat kökleri ve işlevi çok farklı...
Aslında Pompeo devletin gölge başkanı.
Şu an Washington'u sarıp sarmalayan West Point ekibinin en önemli adamı.
Peki Pompeo'yla
Türkiye'nin arası nasıl?
Birincisi ve en önemlisi...
Pompeo, Türkiye'nin Doğu Akdeniz hedeflerinden rahatsız.
Dört gün önceki açıklaması ise ilginç: "Türkiye'nin
NATO'nun iyi partneri olmasına ihtiyacımız var" diyor; yani çaktırmadan "iyi partner" olmadığımızı söylüyor.
Bilelim...
Trump'lı ya da Trump'sız gidişat bu...
ABD, Körfez emirlikleri- İsrail-Yunanistan hattıyla iş yürütmek istiyor.
Bu durum bugünden yarına değişir mi?
Soru net...
Cevap da artık belli sanki...
***
Avrupa yol ayrımında...
Geleneksel "
duruş"uyla pandeminin yol açtığı ekonomik çöküntünün altından kalkması imkansız.
Daha doğrusu ortada duruş falan kalmadı.
Sallanıyor.
Fakat
Almanya kuyruğu dik tutmakta kararlı.
Şi Cinping geçenlerde Merkel'e değişen dünyanın yeni koşullarını hatırlatmaya kalktı. Merkel direndi.
Soru şu...
Peki NATO'nun Rusya karşıtı kuşatması ne olacak?
Sahi İtalyan Hava Kuvvetleri filolarının Litvanya'da ne işi var?
Litvanya'daki üsse tam da bu ekonomik sıkıntı döneminde 24 milyon euro dökülüp kapasitenin üç katına çıkartılması tuhaf değil mi?
Boşuna olur mu bu işler?