Bizim TV'lerden alışığız ya, şimdi Avrupa medyası da kendilerini "kahin", "falcı" diye tanıtan kişilere kapılarını ardına kadar açtı. Neymiş? "Sonbaharda Batı sokakları fena karışacakmış, ordular karşı karşıya gelecekmiş, mali iflaslar birbirini izleyecek"miş. Bunları söylemek için kahin olmak gerekmiyor tabii. Görünen köy falcı istemez!.. Ben bu tayfaya kızanların söylediklerini daha gülünç buluyorum. "Uzmanları bırakıp ümitleri falcılara bağladık" diye ağlaşıyorlar. Yahu siyaset bilimcilerin, "bilim kurulları"nın ve finans gurularının halini görüyoruz. Bir gün önce söyledikleriyle ertesi gün söyledikleri birbirini tutmuyor. Bildiklerini dahi unutmak üzereler. Okur, ne yapsın!
***
Bilmem farkında mısınız? Karantina döneminde yaşadıklarımızı unutmaya başladık... Pandemi anılarımız acaba bir süre sonra iyice bulanıklaşacak mı? Bu durum bazı davranış bilimcileri ve nörologları harekete geçirdi. Eski çalışmalara tekrar göz atılmaya, hafızayla ilgili bilgiler tazelenmeye başlandı. Kilit nokta yaşadıklarımızla çevre arasındaki "iliklenme" mekanizması. Hafızayı güçlendiren şeylerden biri çevre. Zihin öyle çalışıyor. Anlayacağınız, "nöral not alma" eyleminin defteri mekan. Yani "şunlar olurken neredeydin?" sorusu hayati bir meseleye işaret ediyor. "Hep evdeydik" cevabı zayıf kalıyormuş, bir bakıma "hatırlanacak pek bir şey olmadı" demekmiş. Peki, tam da o sıralarda sosyal medya vasıtasıyla "yeni aşklara doğru yelken açanlar"ın hali ne olacak? Başlangıcı muğlak bir ilişki mi bekliyor onları? İşin orasını konu üzerinde çalışan nöro-psikologlar da kestiremiyormuş.***
İnsan içine çıkmak kamera karşısına geçmek gibi bir şey oldu. Poz, poz, poz...***
Sokağa çıkıyoruz, geziyoruz, işe ve alışverişe gidiyoruz ama asla eskisi gibi değil. Zihnimizdeki şehir küçüldü, yol haritalarımız daraldı. Bütün bunları artık "evimiz" gibi hissettiğimiz semtler içinde yapıyoruz. Düşünebiliyor musunuz, aklına estiğinde uzun yola çıkıveren benim gibi birine şimdi Avrupa yakasına geçmek büyük bir olay gibi gelmeye başladı. Köprüyü geçerken yepyeni (aslında güzel) bir heyecan sarıyor içimi, fakat dönüşte de çok uzun yoldan gelmiş gibi bir yorgunluk çöküyor üzerime.