Öyle şeyler allanıp pazarlanıyor ki...
Pes diyorsun...
Eh, çağ unutkanlıkla malul...
Genç kuşakların bugün yuttukları yalanlardan ötesini bildikleri yok...
Uyarla, yuvarla, pazarla gitsin!

***

Gelin, şu olaya birlikte bakalım...
Dünyanın en büyük spor giyim markası Adidas'ın insan kaynakları direktörü ve şirketin icra kurulunun tek kadın üyesi Karen Parkin işinden istifa etti.
Daha doğrusu istifaya mecbur bırakıldı.
Sebep?..
Geçen yıl bir toplantıda "Irkçılık bir patırtıdan ibaret" demiş.
Net! Pislik bir laf.
Ama bu lafın üzerine bir yıl sonra yazılan yeni moda hikaye (!) temiz mi, işte orası çok karışık.
Çünkü ırkçılık konusu iki aydır "cambaza bak" politikalarına alet ediliyor.

***

Hürriyet gazetesinin kararlı küreselci ideologu Ertuğrul Özkök bu istifayı dün alkışlarla karşılıyor, yeni durumu göklere çıkartıyordu.
Neymiş efendim?
Bu "yeni normal"in başlangıcıymış...
Artık "çalışanlarına kötü davranan, ırkçılık yapan şirketler çirkin şirketler olacak, o markanın ürünleri de çirkinleşecekmiş...
Gelecekte "mazlum küreselleşecek, hain mahallileşecek"miş...
Bak, bak, bak...
Nasıl süslü püslü "hap"lar bunlar!
Yutalım mı?

***

Gerçek ise çok farklı...
Özkök'ün cümlesindeki "çalışanlarına kötü davranma" bölümüne dikkat!
Dünyayı sarmaya başlayan aldatıcı ve örtücü söylemin çok iyi örneği çünkü.
Çalışanlara kötü davranma konusu ırkçılık ve ayrımcılığa endeksleniyor.
Kolay ve göz boyayıcı bir operasyon.
Ama bundan böyle kimse üretim prosedürleri, iş koşulları ve diğer meselelerden söz etmiyor artık.

***

Oysa sadece Adidas değil, bütün dev spor markaları küresel üretimlerini ciddi sömürü mekanizmaları üzerine kurmuş haldeler.
Dünya Kupası gibi büyük turnuvalarda kullanılan topların yaşları 10-15 arası çocuk işçilerce üretildiğini bilmeyen mi var?
Bu şirketlerin Uzak Doğu'daki işçilerine günde en fazla 5 euro verirken tek bir Milli Takım sponsorluğuna on milyonlarca euro yatırdığı az mı konuşuldu?
Ama Karen Parkin'ler bu anlattığım nedenlerle istifa etmeyi akıllarından bile geçirmediler.
Tersine, başarılı sayılıp sürekli terfi ettiler.
Nasıl bir dünyaya doğru itildiğimizi buradan anlayabilirsiniz.
"Yeni normal" diyerek yeni sömürü vizyonları cilalanıyor.
Nasıl olsa, günümüz gençlerinin umurunda değil bütün bunlar!