Bir fast-food yeri...
Hızla bir şeyler atıştırıp çıkmak zorundayım...
Maskeli garson hemen masaya plastik çatal bıçak, peçete, tuz, biber poşetini bırakıyor.
Fakat poşet ne yapsam açılmıyor.
Peçeteye ulaşmam için bile poşeti açmam gerek.
Bir tane daha istiyorum ama o da aynı.
Garson "eldivenli arkadaşımızı çağırayım, o açsın" diyor.
Gülüşüyoruz.
Sonra poşeti ağzıma götürüp dişlerimle açıyorum.
İşlem tamam.
Fakat işe bakın ki, önlemlerle imtihandan çaktık!
***
Markette kasa sırasındayım...
Herkes mesafeye dikkat ediyor.
Yaşlı bir beyefendiye geliyor ödeme sırası.
Dikkatimi çekiyor, sağ elinde naylon eldiven var.
"Belli ki, endişeleniyor, alışverişini yapıp hemen evine gidecek" diye geçiriyorum içimden.
Sonra kasiyerden bir poşet istiyor.
İyi de,
poşet yapışmış, ağzı bir türlü açılmıyor.
Yaşlı beyefendi bir an duruyor sonra maskesini kenara itip
işaret parmağını tükürüğüyle ıslatıp poşeti açıyor.
Herkes yeterince dikkatli.
Fakat
hayatın kara mizah ustalarını andıran bir yanı var!
***
Bir züccaciye mağazası...
Dışarı sıcak, içerideki hava boğucu.
Üç orta yaşlı hanım ellerindeki ilan broşürlerini yelpaze yaparak tezgahların arasında dolaşıyorlar.
"Hadi müşterileri geçtik ama şu günlerde esnaflık zor iş" diye düşünüyorum kasadaki boncuk boncuk terleyen genç adama bakarak.
O sırada
mağazanın kapısından içeri kuvvetli bir rüzgar dalıveriyor.
Ani bir ferahlık.
Ne güzel!
Aynı anda üç hanım haykırmaya başlıyor: "
Klimayı mı açtınız, bizi öldürecek misiniz siz? Şimdi virüs soluyacağız"
***
Virüse karşı önlemlerle imtihanımızdan üç sıradan örnek aktardım.
Aslında
karton menüden virüs bulaşmasın (!) diye hızla
barkod menü uygulamasına geçen restoranlardaki
halimizi de anlatmalıydım.
Ticaret dünyamızın müthiş bir intibak kabiliyeti var, ancak müşterilerdeki çekingenlik sürüyor.
Peki ne anlatmak istiyorum?
Yoksa önlemleri hafife mi alıyorum?
Hayır!
Hatta zaman zaman içimden soruyorum...
Madem böyle, neden güçlü grip salgınları sırasında da bu önlemleri almıyoruz?
Daha birkaç yıl önce bütün dünyada 600 bin kişiyi öldüren gribi niye önemsemedik?
Aklımda daha böyle "
kafa karıştırıcı" bir yığın soru var.
Ama şimdilik susayım...