Ekranlara çıkıp koronavirüs üzerine serinkanlı ve pek tıbbi açıklamalar yapan uzman hekimlere bayılıyorum.
Pek rahat ve pek uzman bir ifadeyle bize genetik mutasyondan, ihtimallerden ve tuzlu gargaradan söz ediyorlar.
Zatürreye benzer biçimde seyreden bu hastalığa yakalananların yürürken birden burun üzeri yere düşüp düşmeyeceği sorulmuyor onlara.
İş yerinde sandalyeden düşüp epilepsi benzeri bir krize girenlerle anlattığınız koronavirüs hastalığı arasında bir bağlantı yok, denilmiyor.
Orası cısss noktası sanki!
***
İlk başta
Çin'den dünyaya yayılan hasta ve karantina görüntülerinin bir tür "
trolleme" veya "
kötü propaganda" malzemesi olduğundan şüphelendik.
Fakat görüntülerin büyük kısmının doğru olduğu anlaşıldı.
Ya evlerinden silahlı görevliler tarafından zorla alınıp hastaneye götürülürken direnen hasta (!) görüntülerine ne demeli?
Peki, Vuhan'da sekiz günde (!) inşa edilen virüse özel dev hastanenin gerçekten hastane olduğuna inanmalı mı?
Malum, Çin
Komünist Partisi kamplar kurmak ve çok büyük kitlelere yer değiştirtmek konusunda özel bir beceriye
ve geleneğe sahiptir.
O halde sormamız gerek.
ÇKP öyle bir seferberliğe mecbur mu bırakıldı?
***
Gelelim madalyonun öteki yüzüne...
Şu artık net...
Bir virüs yoluyla Çin çok ağır bir yara aldı.
ABD'nin bu dev ülkeyi dünyanın her yerinde köşeye sıkıştırıp "
uslandırma"sı için trilyonlarca lira para harcamasına ve ticaret savaşlarına falan gerek kalmadı.
Olayın ekonomik sonuçlarının daha başındayız ve grafikler Çin (ve onunla birlikte
İpek Yolu hayalleri kuranlar) için
kısa vadede pek tatsız bir geleceğe işaret ediyor.
***
Hep diyorum ya, küçük haberleri atlamamak gerek.
Geçen kasımda...
Kissinger ve Çi Jinping bir araya geldiler.
Çin Devlet Başkanı'nın son elli yılda 100 kez ülkesini ziyaret eden duayen diplomata çok iltifat ettiğini biliyoruz.
Ama bazı kaynaklar Kissinger'in bu görüşmede muhatabına "
Kuşak projesini ABD'yle işbirliği içinde yapmazsan ülken için fena olacak" dediğini iddia ediyorlar ki, orası önemli.
***
Yazımın başlığı Aşk-ı Memnu dizisinin final bölümünün meşhur repliğinden çarpıtma, fark etmişsinizdir.
Bazıları "
Harcadılar bile" diyecektir.
Bakalım, öyle mi gerçekten, baharda göreceğiz.