Ün ve ünvan bakımından pek güçlü bir hekim bir gün çıkıp "yaşamayı yasaklayın!" der mi?
Demez ama keşke dese...
Çünkü belki de ilk o zaman "yuh artık, dalga mı geçiyorsunuz!" deyip topyekün duruma uyanacağız.
Oysa adam bir yandan da haklı olacak!
Mesele kafayı "sağlıklı yaşam"a takmaksa...
Onlarca yıldır toplumların zihnine zerk edilen modern sağlık ideolojisi açısından en esaslı tavsiye bu olmalıdır: "Yaşamak sağlığa zararlıdır."
***
Lafı nereye getireceğimiz anlamışsınızdır...
Medyatik tıbbın vitrini ve popüler kültür cambazı Dr. Mehmet Öz bu kez de "kahvaltı yapmak yasaklanmalı" dedi ya, ortalık karışıverdi.
Bazıları Dr. Öz'ün 2013'teki bir yazısını gündeme getirip "bu ne perhiz ne lahana turşusu" diyor.
Çünkü orada doktorumuz kahvaltıya "uyandırma servisi" demiş ve güne mutlaka kahvaltıyla başlanmasını önermiş.
İyi de...
Bu dalgalı deniz havaları, bu eskimiş çorapları hemen çöpe atmalar falan işin kuralı... Bize "sağlıklı yaşam" diye sunulan öneriler, önlemler, özendirmeleri "bilim" sanıyorsunuz ama büyük bölümü endüstriyel ve medyatik bir kurgu.
Bu işten ekmek yemek için sürekli yenilenmek gerekiyor.
Hatta her şey "yayın sezonu"na göre belirleniyor. Bizler de "Noluyor yahu, geçen yılki brokoli ve maydanoz suları nereye gitti, şimdi zararlı mı oldular?" diye saf saf sorularla onları izliyoruz.
***
Ama konu kahvaltıya gelince...***
En vahimi şu...