Batı bize ne öğretmiştir?
Hiç uzatmadan cevap vereceğim...
Görmemeyi öğretmiştir.
Görmemizi istediği dışında kalan ne varsa, görmemeyi...
Biliyorum, geniş bir kesim cevabıma bakarak beni "çomarlık"la suçlayacak...
Tamam!
Batı'nın değerli yanlarını değersizleştirmenin kimseye faydası yok...
Ama Aydınlanma çağında üretilip bütün dünyaya empoze edilmiş bir sahtekarlık türünü 21. Yüzyılın ikinci çeyreğine kadar uzatmanın da alemi yok.

***

Bir tür göz kamaşması bu...
Kötü, olumsuz, yalan ne varsa sadece gözlerimizden değil, zihnimizden de saklayan türde insanı kör eden göz kamaşması...
Meselelerin derin entelektüel yanını bir kenara bırakıyorum.
Basit gidelim...
Günlerdir Fransa'daki sokak gösterilerindeki polis şiddeti görüntüleri düşüyor sosyal medyaya.
Peki, bizim solculardan, liberallerden ve en totaliter fakat Batıcı tayfadan ciddi bir tepki, yorum vesaire görüyor musunuz?
Yerlerde sürüklenip kafasına postalla basılan kadınlar, kamerasındaki görüntüleri silmek için dayaktan geçirilen gazeteciler hakkında ağzını açan tek bir "Gezici"ye rastladınız mı?
Rastlamazsınız...
Çünkü görmezler.

***

Düşünün...
Şimdi her yanı Batı kılınmış global dünyadaki genç kuşakları düşünün...
Malezyalı, Mısırlı, Finlandiyalı gençler henüz geçen yüzyılda iki büyük savaşın doğrudan Avrupa'nın göbeğinde çıkmış olmasına bir türlü inanamıyorlar.
Bu dehşet verici gerçek onlara pek yabancı ve aşırı cilalanmış bir iddia gibi geliyor.
Çünkü Batı "dünya barışının anası" sayılıyor.
Kurgu sanıyor bazı gençler; film, roman, hikayeden ibaret sanıyor bütün olanları...
Savaş çıksa çıksa Ortadoğu'da çıkar, Afrika'da çıkar diye düşünülüyor.
(Oysa ne gariptir ki, Batı kendi içinde yeni bir çatlamaya doğru sürükleniyor!) Bu ne müthiş bir "eğitim" becerisidir, düşünün.
Nasıl içe işlenmiş bir ezberdir!

***

Düşünün...
Romanlarının baştan aşağı bir Batı eleştirisi olduğunu anlayamadan Dostoyevski'yi sevdik.
Avrupa'nın bitmez tükenmez kolonyal hırsı ve yağmasını görmeden refahını görüp hayranlık duyduk.
Ve böyle daha birçok şey...
İşe, önce bu ezberi bozmakla, bu yamukluğu düzletmekle başlamak gerek.
Baştan aşağı sahte bir Batı tutkusuyla, bağnaz bir Batı düşmanlığı arasında sıkışıp kalmamak için gidilecek yol buradan geçiyor.