Siyasetten veya toplumdan daha derinlemesine bahsedebilmek için bile...
Sanıyorum ki...
Acilen...
Önce "insan"dan, kafamızda dönüp duran düşüncelerden, kalbimize ağırlık yapan duygulardan, hayallerimizden ve hayal kırıklıklarımızdan konuşmaya başlamamız gerek...
***
Bilmem,
bir haftadır Muğla'da süren orman yangınlarıyla ilgili sosyal medyada yapılan yorumlara bakıyor
musunuz?
Üzülmek için iki saniye bile suskun kalamıyoruz.
Ama yangını çıkartanlar konusunda herkesin pek keskin, pek net bir fikri var.
Hemen "
oralara otel dikerler şimdi" diyenler, hatta yangınların doğrudan turizm tesisi kurmak için çıkartıldığını iddia edenler nasıl da kendilerinden eminler!
Suizandan ve fitne ihtimalinden mahcubiyet duyan var mı?
Yok maalesef.
Tersine
kötücül bir coşku hakim.
Tabii birisi "
yangını anız yakanlar çıkarmış" deyince hemen peşine takılıp
"
cahil, aptal sürüsü köylüler" diye
koroya başlayanlar o kadar çok ki!
Hele biri fotoğrafını koymuş...
Göçek'teki villasının terasında oturmuş gökyüzünü saran kara bulutları
izliyor. Altına "yine açgözlü müteahhitlerle
köylülerin işbirliği" diye yazmış. İnsan
merak ediyor; villasını hangi müteahhit
yaptı, kimden aldı, arazisi ormandan nasıl
koparılmıştı acaba?
Ha, bir de ruh ergenlerini eklemeliyim...
Evde çivi bile çakamayan ama orman itfaiyesine yangını nasıl söndüreceğini anlatan şabalakları yani...
Yorumlarda olmayan şey ne peki?
Üzüntü...
Ormanda yanan canlar için duyulan
samimi keder...
***
Şimdi söyleyin bana...
İyi ve güzel için umutlanmak yerine daha en baştan kötünün rutin olduğuna iman etmek bizi hayırlı bir
yola götürebilir mi?
Böyle bir ruh haliyle insan mutlu olabilir ve etrafına iyiliği dokunabilir mi?
Bu soruların cevapları belli.
Şimdi bazılarınız "yahu
sosyal medyada insanlar hep öyle hoyrat oluyor" diyeceksiniz.
Üzgünüm ki, bu konularda insanların sosyal medyadaki haliyle gündelik halleri arasında pek fark yok.
Dün kahvede yan masamda oturanlar da bu yangınlardan bahsediyorlardı ve hemen hemen aynı şeyleri söylüyorlardı.
Üstelik cep telefonumdan bir haber sitesini açtım ve
terör örgütünün yangınları üstlenen bildirisini gösterdim onlara.
Hiç takılmadılar.
Müteahhitlere saydıra saydıra müteahhit belediye başkanı seçen çizgilerini bozmaya yanaşmadılar.