Ne güzel YouTube videolarıydı onlar...
Yerel seçim için ısındırma turu olarak çekilmişlerdi.
İç açıcı, güler yüzlü ve dili alabildiğine genç videolardı.
Siz göremediniz tabii.
Çünkü siyasetin ruhen fena halde ihtiyar abileri itiraz ettiler, "yapmasan daha iyi olur" dediler; "kurumsal kampanyalara ağırlık vereceğiz, her kafadan ayrı ses çıkmasın şimdi" dediler.
Tabii en çok da "sosyal medya da neymiş, bizim için sokak önemli" lafı edildi.
Olay şubat ayında geçiyordu.
AK Parti içinde önemli görevleri başarıyla sürdüren genç arkadaşım da "Peki o halde!" dedi ve video çekimlerinden vazgeçti.
Oysa o genç ve samimi sosyal medya rüzgarına ihtiyacımız vardı.
Yazık oldu!
Küçük ve yakından bildiğim bir örnekten bahsettim.
Ama eminim ki, birçok AK Partili genç benzer durumlar yaşamıştır.
***
Şunların altını çizmenin zamanı geldi, geçiyor.
AK Parti'nin sosyal medyayı "
trol faaliyet alanı" olarak görüp küçümseyen yaklaşımı sorunludur.
Tamam! Seçmen sosyolojisi ile sosyal medyanın sosyolojisi çakışmıyor.
Tamam! Seçim kazanmak için sosyal medyada değil,
sahada kazanmak gerekiyor.
Bunları biliyoruz.
Fakat şunları da bilelim...
"
Operasyon yemek" diye bir tabir var ya hani...
İşte o "
yemek" sosyal medya üzerinden önümüze sunuluyor.
"
Algılarla oynanıyor" deniyor ya hani...
Sosyal medyada oynanıyor.
Bu gerçekle şimdi değilse, ne zaman yüzleşilecek?
Söyleyin bana...
Sosyal medya muhalefetin at koşturma alanı olmasaydı, seçime soğan, patates konuşarak gidilir miydi?
Artık kabul edelim: Sosyal medyayı üç beş seviyesize bakarak küçümsemek veya uzak kalmak akıl kârı değil, çünkü uzak kalınamıyor.
***
Partilileri bir yana bırakırsak...
Burada
vatandan milletten yana sıradan sosyal medya kullanıcılarına da bir sözüm var.
Gündelik hayata dair bütün sözlerimizi
Facebook, YouTube, Twitter ve Instagram'a taşımalıyız.
Nasıl açık siyasette sürekli muhalefetin gündemini takip etmek yanlışsa, aynı yanlış sosyal medya için de geçerli.
Bireysel dile ihtiyaç var.
Sloganlara değil, samimiyete ihtiyaç var.
Konu uzun...
Ayrıntısını 23 Haziran'dan sonra konuşalım.