Yıllardır hep aynı şey... Bazı arkadaşlar şimdi de yerel yönetim adaylarına bakarak muhalefette ciddi kırılmalar olacağına inanmaya başladılar.
Milliyetçiler şöyle bozulur, Kemalistler böyle tepki gösterir falan...
Oysa zor o işler.
Çünkü Kılıçdaroğlu ve onu arkasından sahneye itenler zaman zaman gülünç olmayı göze alarak muhalefetin "iç dinamikleri"ni erittiler.
Tabanı bir nevi hipnoza tabi tuttular, her yola gelir hale soktular.
Bugün de aynı yerden devam ediyorlar.
Örnek mi?
İzmir adayının belirlenişine bakın...
Genel merkez bekledi, bekledi.
Hem teşkilatını hem de seçmenini usandırdı ve sonunda sokaktaki CHP'linin zerre umursamadığı adayını ilan ediverdi.
Seçmen mızıldanıyormuş, sızlanıyormuş, bir iki ilçe teşkilatında istifalar oluyormuş, önemi yok!
Biliyoruz, çok geçmeden herkes aynı "hiza"ya geçiverir.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'si çoktandır vakit geçiriyor, oyalıyor.
Siyaset yapmıyor, sadece "sahne"de boy gösteriyor.
CHP yöneticilerinin "Belki bu kez İstanbul ve Ankara'yı alırız" diye beklediklerini de sanmayın! Öyle olsa İmamoğlu ve Yavaş gibi adaylarla yola çıkmazlardı.
Lafı uzatmak gerekmez...
Kaset komplosundan bu yana ağır ağır işleyen bir süreç içinde CHP giderek gözü ve aklı "dışarıda" bir parti olmuştur.
O nedenle Devlet Bahçeli'nin geçen günkü vurgusuna dikkat etmeliyiz.
Bugünün CHP'sinin kendini bir parlamenter kriz veya açık bir dış müdahale/ işaretini beklemeye ayarladığı çok net!
Dolayısıyla, CHP karşısındaki her duruş sapına kadar milli bir nitelik taşıyor.
***
AYNA
Hastaya sordular: Canın ne istiyor? Cevap verdi: Canımın hiçbir şey istememesini... ŞİRAZLI SADİ