Tedavileri yok!
Bütün istedikleri safları dağılmadan, ezberleri bozulmadan ama sık sık etrafa bulaşarak yaşamak...
O yüzden de hakikat yüzlerine vurulduğunda kişisel ahlakları anında gevşiyor, kulakları kapanıyor, zekaları anında "yapay"laşıyor.
Bir nevi robota dönüşüyorlar.
Diyorsun ki, Mozart, Beethoven ve ötekiler senin sandığın gibi "iyi" gelseydi, Nazilere iyi gelirdi.
Adamlar bu bestecilere tapındılar be!
Toplama kamplarındaki kurbanlarına ve savaş sahasında az sonra kurşuna dizecekleri esirlere bu müziği dinletiyorlardı.
Böyle diyorsun da cevap nasıl geliyor?
"Vayy bize Nazi dedin, faşist dedin!"
Var içinde bir faşistlik tabii de, önce denileni anlamaya yanaş!
***
Bayıldıkları Batı ülkelerinde, eski sosyalist ülkelerde falan hiç böyle bir "
solculuk" veya
"sanatçılık" falan yok!
Bıraktım, siyasal göndermeleri falan...
Mesela biri "Beethoven dinlersen sakinleşirsin" diye tavsiyede bulunsa, ona
Avrupa'da bir taraflarıyla gülerler.
Çünkü
Beethoven'ın müziği coşkudur, hatta zaman zaman kahramanlara özgü bir öfkedir. Onu muhteşem yapan bu özelliğidir. (Lenin pek sevdiği Apassionata Sonatı da buna dahildir.)
Ama bizimkiler sadece
laf yarıştırmayı sevdiklerinden dönüp bu gerçekleri öğrenmeye heves etmezler.
***
Sosyal medyada yazılanları görünce acıdım hepsine. (Onlar
tabii beni kızdırdıklarını sanıyordu ve
aralarına fena halde kripto hesaplar da
karışmıştı.)
"Bir kere Naziler Mozart değil,
Wagner severdi" diyen yarı cahilleri
geçin...
Ama "iyi ya işte Hitler gibi taş kalpli birine bile birşeyler verebilen bir Mozart var" uyanıklığına ne demeli!
Gülsem, gülemiyorum.
Kızsam, dedim ya, değmez.
Böyle gelmiş böyle gidecekler.
Ama diyorum ki, hani insan bir durur, düşünür, en azından bu konularda susar, ezberini bir kenara koyar, kendi zekasına hakaret etmez!