Diyebilirim ki, başımdan böyle bir şey geçti: Beni bir kayığa oturttular, ne zamandı, bilmiyorum artık (...) Tam akıntının ortasında, aşağı doğru giden kayık ve gemilerin sıkışıklığında yönümü iyice kaybettim ve kürekleri elden düşürdüm. Önümde yalnızca koşar adım yaklaştığım ve korktuğum yok oluşu görüyordum; hiç bir yerde kurtuluş göremiyordum. Ve ne yapmam gerektiğini bilmiyordum... O zaman geriye baktım ve sayısız kayıklar gördüm:
Durmadan ve inatla akıntıyı geçiyorlardı. Kıyıyı, kürekleri ve yönü hatırladım. Geriye doğru akıntıya ters istikamette kıyıya doğru kürek çekmeye başladım. Kıyı Tanrı' ydı, yön gelenek, kürekler bana verilen özgürlük... (L.N.TOLSTOY / İtiraflarım)
***
İnsanın ilmi büyüktür ama cahilliği sınırsızdır. (
F.PESSOA /
Pessoa Pessoa'yı Anlatıyor)
***
Ölüyordum yaşadıkça. Doğuyordum ölüyor olduğumu anladıkça. (
GÜRAY SÜNGÜ/ Mehmet'i Sakatlayan Serçe Parmağı)
***
Eğer ne istediğini bilmezsen, bir de bakarsın ki istemediğin bir sürü şeyin olmuş. (
CHUCK PALAHNIUK / Dövüş Kulübü)
***
Hayat sağlığa zararlıdır. Bilmeyen kaldı mı? (
ANGELIKA OVERATH / Havaalanı Balıkları)
***
Çocukluk hala, küçük bir köpek gibi eşlik ediyor bana, hani bir zamanlar neşeli bir yol arkadaşıdır da, şimdi bakmak ve kırıklarını sarmak, binlerce ilaç vermek zorundasınızdır ona, ellerinizde ölmesin diye. (
THOMAS BERNHARD/ Don)
***
Leyla'yı beklemeye karar verdi. Bu bekleyişin ne kadar sürdüğünü bilmiyordu.
Fakat bu müddet içinde ruhu epey yol aldı. Ruhlarımız çok kere bize haber vermeksizin kendiliğinden olgunlaşmasını bilir. Aksi halde mümkün müdür ki, Necdet bir saat içinde yirmi senelik mesafeyi hep birden almış olsun! (
Y.K.KARAOSMANOĞLU /Sodom ve Gomore)
***
Zaman, bilindiği gibi bazen kuş gibi uçar, bazen de solucan gibi sürünerek geçer. Ama insan en çok zamanın ağır mı, yoksa çabuk mu geçtiğini fark etmediği vakit kendisini iyi hisseder. (
I.TURGENYEV / Babalar ve Oğullar)
***
Aşk, aşktan sonrasını düşünmeye başladığımızda biter. (
MEHMET EROĞLU / Zamanın Manzarası)