Buyrun okuyun...
Türkiye'de uzun yıllar boyu kendini "ulusalcı" olarak pazarlayan bir kesimin zihninin gerisinde hangi tilkiliklerin yattığını ve nasıl gevşek bir ruha sahip olduklarını anlamak için şu satırlar yeter de artar bile...
Bir zamanların Türkiye'sinde yargı ve sivil/ asker bürokrasi vesayetçilerinin el üstünde tuttuğu bir köşe yazarının; Bekir Coşkun'un dün köşesinde okurlarına yaptığı uyarı şuydu: "Bu seçim cumhuriyetimizin son şansı... milletvekili seçiminde HDP'ye oy vereceğim diyenlere kızmayın... Eğer sırf AKP'den kurtulmak için HDP'ye oy vereceğim diyenlere 'hain' diyecekseniz... ikinci turda HDP'den oy beklerken de size 'hain" derler..."
Siyaset dedikleri bu.
Mantık dedikleri bu.
Laf çevirmece zirve yapıyor.
O kadar ki, kendi mahallesinden aklı karışmış dürüst insanları hiç sıkılmadan kandırmaya çalışıyorlar.
Eh, kapıldıkları rüzgâr yıllarca kendilerine yakıştırdıkları memleketçilik, Atatürkçülük, halkçılık maskelerini böyle söküp atıveriyor işte!
***
Belli ki, Bekir Bey yakınlarından bile itirazlarla karşılaşmış, şikâyetler duymuş.
O yüzden "
Biz yıllarca HDP zihniyetiyle mücadele ettik"
cümlesini de yazısının arasına
sıkıştırmış.
Kim yutar bunu, bilmem.
Ama yalan!
Şimdi "HDP ile mücadele" şeklinde aktarmaya çalıştığı gerçek Kürtlere karşı ayrımcılık politikalarıydı.
Kürtleri dışlarken bir yandan da
HDP'yi el altından pohpohladılar; seküler bir ittifak imkânı olarak hep bagajda tuttular.
Bu tayfanın derdini anlamak için öyle fazla geriye gitmeye de gerek yok!
Afrin harekâtını durdurmaya kalkışmalarından ve şimdi de Kandil'e yürünmesinden rahatsız oluşlarından tanıyoruz, bu yeter!
***
Aslına bakarsanız, onlar hakkında dil tüketmenin anlamı var mı, emin değilim.
Hiçbir şeyden haberleri yok, kendilerinden bile...
Eski Hürriyet'i "hür" sanan ve artık Hürriyet gazetesi bile okumayan...
Nihayetinde sadece Sözcü okuyup sonra da Twitter ve Facebook'ta kripto Fetöcü hesapları takip eden bir kitle...
Siyasetin içine türlü çeşitli "
hainlik"ler katmasalar uğraşmaya değmezler.